İnternette özgürlüğün başına üçüncü çuval geçirildi!

Haberciliğin ana mecrası hâline gelen internette gazeteciliği yasaklarla sınırlandırma ve baskı altına alma yönündeki adımlar sürüyor.
Türkiye'de haberciliğin ve toplumsal muhalefetin temel zemini olan internet, her adımda yeni bir sınırlamayla cendere altına alınıyor.
Son torba yasayla, Anayasa Mahkemesi'nin daha önce verdiği iptal kararına rağmen, Başbakanlık ve bakanlıklara da, internet yayınlarına doğrudan, yargı kararına gerek duymadan, engelleme yetkisi tanındı.



AKP hükümetleri döneminde 2007 yılından beri internet yayınlarına peş peşe getirilen sınırlamalarla kurulan denetim düzeninde en temel yaklaşım bu:
Devlete ve hükümete, yargı kararına bile gerek duymadan internette yayın durdurma / içeriğin erişimini engelleme yetkisinin tanınması!
Devlet ve hükümet; sekiz yılda yapılan düzenlemelerle, bu yetkiyi "müstehcenlik"ten, "kamu düzeninin korunması"na, "milli güvenlik"ten "genel sağlığın muhafaza edilmesi"ne uzanan ve sınırları "keyfiliğe" zemin hazırlayacak kadar belirsiz kriterlerle kullanabilir hâle getirildi.

Ve internet yayınlarına karşı bu yargısız infaz yetkisini kullananlara yargı dokunulmazlığı getirildi, görevleri nedeniyle işledikleri suçların soruşturulması izin sistemine bağlanarak engellendi.

Bugün Türkiye'de internette yayımlanan haber, dosya ve yazılar "görünmez bir el" tarafından yayından kaldırılıyor, internet siteleri bu durumdan sadece tesadüfen haberdar olabiliyor. T24'ün yayımladığı, Charlie Hebdo dergisinin Paris'teki katliamdan sonra çıkan ilk sayısının yayından kaldırılması gibi!
AKP iktidarı veya bir başka deyişle 'Erdoğan devleti' döneminde haberciliğin nasıl bir yasaklama dalgası karşısında bulunduğunu anlamak için, internette basın ve ifade özgürlüğüne son torba yasayla getirilen yasaklamalardan önceki sınırlama ve baskı dalgalarına da bakmak gerekiyor.

Hasan Cemal - t24