Toplam 7 adet sonuctan sayfa basi 1 ile 7 arasi kadar sonuc gösteriliyor
  1. #1

    Standart 8 Mart Dünya Emekçi Kadın Günü Kutlu Olsun

    Emekçi Kadınlara Selam Olsun!

    Yine bir 8 Mart daha geldi. Bugünü rutin bir gün gibi algılamak bir yana, biz kadının tarihteki özgürlük mücadelesi ile kutlayacağız 8 Mart'ı. Bilmiyorum kaç kadın üyemiz var? Ama üye olan, olmayan tüm emekçi kadın ziyaretçilerimizin gününü kutluyoruz.




    İşçi Kültür Evlerinin hazırladığı bu belgesel...

    scriptaccess" value="always">

  2. #2

    Standart 8 Mart’ı ‘Dünya Kadınlar Günü’ yapan kadınlar

    8 Mart’ı ‘Dünya Kadınlar Günü’ yapan kadınlar

    Bugün Dünya Kadınlar Günü, daha doğrusu Dünya Emekçi Kadınlar günü, haliyle sokaklar kadın direnişiyle dolacak, medya ve basın sadece kadınlardan bahsedecek, binlerce yıldır ataerkinin kadınların elinden aldığı hakları hâlâ geri vermemiş olmasını bir günlüğüne “hatırlayıp”, ertesi gün yine hayatlarımıza devam edeceğiz. Çünkü özel günler bunun içindir, değil mi?



    8 Mart nasıl 8 Mart olmuş öğrenmek ister misiniz? Kadın hakları tarihçesi o denli uzun ve zor bir mücadele ki, değil tek bir yazıya sığdırmam, cilt cilt kitaplarını yazsam yine bir yerleri eksik kalır. 18. Yüzyıl’a kadar toplum düzeninin sadece ataerkil olabileceğine inanıldığı ve aksine dair bir kanıt bulana kadar anaerkil toplumların dahi yok sayıldığı bir düzenden bahsediyoruz. Haliyle 8 Mart’ın Dünya Kadınlar Günü olabilmesi de uzun bir mücadeleden geçiyor.


    Ataerkil düzenin vazgeçilmez parçası kapitalizmle mücadeleyle başlıyor aslında her şey. Çünkü her yerde olduğu gibi, işçi sınıfında da kadın ve erkek ayrımı var ve kadın işgücü daha kolay suiistimal edilebilir ve daha ucuz. 8 Mart 1857’de günde 16 saat ve düşük ücretle çalıştırılan tekstil işçisi kadınlar New York’ta greve girmişler. Gösterdikleri direniş o denli ses getirmiş ki, onlar sayesinde tekstil ve tütün sanayisinde diğer işçiler de greve girmeye başlamışlar. Kadınların ayaklanmasıyla büyük bir işçi dayanışması doğmuş. Bu, mücadelenin ABD ayağının başlangıcı sadece.




    Mücadelenin Avrupa ayağındaysa Clara Zetkin gibi müthiş bir kadından bahsetmeden geçmek imkânsız. Kendisi 1874 yılı itibariyle Almanya’da kadın hareketi ile işçi direnişini birleştirmeye başlamış. 1978 yılında hükümet tarafından sosyalist propagandaların yasaklanmasıyla Paris’e sürgüne giden Zetkin, kadın hareketi ile sosyalist hareketin birleşimine Paris üzerinden devam etmiş. Zetkin, 1889 yılında kurulan, sosyalist ve işçi partilerinden oluşan İkinci Enternasyonal’in kuruluş gününde sunduğu raporda proleter kadın direnişi ile burjuva kadın direnişinin ayrımından bahsetmiş. Burjuva kadın hareketinin tüm kadınları özgürleştirmeyeceğinden bahsederek, proleter kadın direnişinin daha kapsamlı bir özgürleştirme getireceğinden dem vurmuş. O dönem mülkiyet sahibi olmayan erkeklere bile daha yeni oy hakkı tanındığı için verdiği mücadeledeki daha kapsamlı bakış açısı, dönem şartlarına göre oldukça gerçekçi.



    Mücadelenin ABD ayağı hızlıca büyürken, 1908 yılında New York’ta 15 bini aşkın emekçi ve göçmen kadın daha az iş saati, daha yüksek ücret ve oy hakkı için yürüyüş yapmışlar. Büyüyen kadın dayanışmasını destekleyen Sosyalist Parti 1909 yılında 28 Şubat’ı Ulusal Kadınlar Günü ilan etmiş. Büyümeye devam eden proleter kadın dayanışmasındaki kadınlar, “20.000’in ayaklanması” adı altında 3 aylık greve girmiş. Fakat tüm bu dayanışma kanunda herhangi bir değişikliğe sebebiyet vermemiş, ta ki 25 Mart 1911 gününde Triangle fabrikasında çıkan yangına kadar. Triangle fabrikasında çalışan çoğu İngilizce dahi bilmeyen 16-23 yaş aralığındaki 123 göçmen kadın ve 23 erkek hırsızlık yapmasınlar diye içeriden açılmayan kilitli kapılar arkasında çalışırlarken, yanarak, sıkışarak, boğularak ya da canını kurtarma pahasına camlardan atlayarak yaşamlarını yitirmişler. Bu katliamdan sonra 5 Nisan 1911’de 80 bin kişinin katıldığı, adil çalışma koşulları talepli bir yürüyüş düzenlemiş.



    Bu sırada Avrupa’da “Uluslararası Sosyalistler”in kurucularından olan Clara Zetkin’in 1910 yılında İkinci Enternasyonal Kadın Konferansı’nda yaptığı “kadın sorunlarının belirlenmesi ve tartışılması adına uluslararası bir gün belirlenmesi” çağrısı kabul edilmiş. 19 Mart olarak belirlenen bu gün, 1911 yılı itibariyle Avrupa’da birçok ülkede kadınların eylemlere katılarak ayaklanmalarını sağlamış. Fakat her ülkede gerçekleştirilen eylemlerde net bir gün üzerinden birlik oluşturulamamış.




    Ve geliyoruz bugüne, 8 Mart’ı 8 Mart yapan güne. 1917 yılında, Jülyen takvimine göre Şubat ayında ancak Miladi takvime göre 8 Mart gününde Rusya’da kadınlar “ekmek ve barış” isimli bir ayaklanma başlatmışlar. Petrograd (Sankt Peterburg)’da başlayan bu ayaklanma daha sonrasında gelen Şubat Devrimi’nin başlangıcı olmuş. Bu ayaklanma sayesinde Rusya’da kadınlar oy verme hakkı kazandıkları gibi, aynı zamanda Rusya İmparatorluğu’nun da sonu gelmiş. Birincil olarak kadınların başlattığı bu devrime, Rusya’daki kadınların direnişine atfen Dünya Kadınlar Günü sosyalist platformlar tarafından 8 Mart olarak kabul edilmiş. Birleşmiş Milletlerin bu güne resmiyet kazandırması ise ta 1975 yılında gerçekleşmiş.


    Bu denli emek ve mücadele ile kazanılan 8 Mart’ın Türkiye’deki algısı nasıl peki? Bugün lazer epilasyonda indirim yapmış güzellik merkezleri. Yaşasın erkeğine güzel görünmek için tüylerinden tamamen vazgeçmeyi göze alan kadınlar! İnci kolye hediyeli alışveriş kampanyaları varmış mağazalarda. Yaşasın evindeki baskıya, eşinin kaçamaklarını göz yumup, inci kolyeyle mutlu olan kadınlar! Ütülerde, mutfak robotlarında, elektrik süpürgelerinde indirim varmış bugün. Yaşasın kendisinde ev işinden öte vasıf görülmeyen, ev işi emekçisi kadınlar! Çiçekçilerde indirim varmış bugün, kadınlar çiçektir diyenler için. Buna en güzel cevabı birkaç ay önce KEİG bir basın açıklamasında verdi: “Kadın kadındır, çiçek babandır!”




    Kimse kusura bakmasın; emekçi kadınların tırnaklarıyla kazıyarak, canlarından olarak, greve girip maaşlarını kaybederek, örgütler kurarak, ülkelerinden sürülerek, konferanslar vererek, bildiriler hazırlayarak var ettiği 8 Mart’ın anlamı güzellik markalarının indirimleri, incik boncuk firmalarının kampanyaları ve çiçekler değildir. Bu gün, bu kadınların ve daha nicesinin kadınların şu an sahip olduğu hakları nasıl elde ettiklerini farkına varmanız için var. Bu gün, kadınların hâlâ sahip olmadığı ve ataerkinin kadınlara, kadınlar direnmedikçe vermeyi reddedeceği hakları görmeniz ve bunlar için mücadele etmeniz için var. 8 Mart kutsal anneler, itaatkâr kadınlar, edepli kızlar için değil, tüm bunları yıkmak için var! Bu gün sokaklarda yürüyen kadınların, kadın örgütlerinin çağrılarına, taleplerine kulak vermeniz için var! 8 Mart’a hak ettiği hakkı vermenin zamanı gelmedi mi artık?


    @DilaraGurcu

  3. #3
    Üyelik tarihi
    11.Ocak.2014
    Mesajlar
    1,597
    Blog Başlıkları
    3

    Standart

    Dünya emekçi kadınlar günü kutlu olsun. Özgür kadınlara selam olsun.

  4. #4
    Üyelik tarihi
    18.Aralık.2013
    Mesajlar
    481
    Blog Başlıkları
    5

    Standart

    8 Mart kadınlar günü kutlu olsun. Annelerimiz ablalarımızın ellerinden öperim.

  5. #5

    Standart Türkiye’de kadın olmak!

    Türkiye’de kadın olmak!

    10 ünlü kadın, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nde 8 cümleyle Türkiye’de kadın olmak konusunu yazdı.




    Alanında başarılı on kadın, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü için yazdı. Leyla Alaton, Nesrin Cavadzade, Deniz Ülke Arıboğan, Nazlı Çelik Bilgili, Nilüfer Bulut, Gülfem Çakmakçı, Şahika Ercümen, Aynur Doğan, Dilek Hanif ve Gülben Ergen, Türkiye'de kadın olmak konusunu kaleme aldı.


    Nilüfer Bulut: Hep ‘Öteki’ olmak
    TİKAD (Türkiye İş Kadınları Derneği) Başkanı


    - Türkiye’de kadın olmak nerede tamamlanacağını öngöremediğin bir mücadeleyi her alanda sürdürmek zorunda kalmaktır.
    - Evde ev kadını olarak, okulda öğrenci olarak, iş dünyasında çalışan olarak, siyasette seçilmeyen olmaktır.
    - Yani hayatın her noktasında durup dinlenmeden “Ben de varım” diye haykırmak zorunda kalmaktır.
    - Çocukluğunu bir çırpıda geride bırakıp erkenden büyümeye mecbur olmaktır.
    - Babaevinde misafir sayılmak, iğreti yaşamaktır.
    - Ülkemde kadın olmak hep anlamak, ama hiç anlaşılmamaktır.
    - Hep ‘öteki’ olmak ne demekse, kadın olmak o demektir ülkemde.
    - Zordur velhasıl kadın olmak bu güzelim memlekette.


    Leyla Alaton: Değişim başladı
    Alarko Holding Yönetim Kurulu Başkanı


    - Kadınlarımız politikadan uzak tutuldu, erkek dünyasına girmek çok büyük özveriler gerektiriyor.
    - Kadınlar ne yazık ki hemcinslerinden fazla destek ve empati görmüyordu ama artık bu değişmeye başladı.
    - Genç eğitimli nesil kadın çalışıyor, hatta çoğu zaman kocasından daha çok kazanıyor ve ailede eşitlik otomatikman sağlanıyor.
    - Kadının tek kurtuluşu bence ekonomik bağımsızlığıdır.
    - Kendi parasını kazanan kadın kendi seçimlerini yapabilir, kendi seçimlerini yapabilen kadın mutlu ve özgür olur.
    - Aileler mutlu, dengeli, huzurlu olur, topal ördek gibi buruk, ezik ve dengesiz rol modeli oluşturmaz çocuklarına.
    - Erkeklerin büyümesi ve sorumluluk alma zamanı gelmiştir.
    - İstediği şey olmayınca kızıp, döküp, saçan, şımarık erkek çocuk olma hali topluma pahalıya mal olmaktadır.


    Gülfem Çakmakçı: Kadın olmak; çok verip az almak
    Lenovo Türkiye Genel Müdürü



    - Türkiye’de kadın olmak zor...
    - Atatürk, Türkiye’sinde ömür boyu süren gururlu bir mücadeledir.
    - Nüfusun %50’sinin kadın olduğu bir toplumda, malesef yeterince görünür olamamaktır.
    - Gücüne sahip çıkmak, dik durmak, acıyı ızdıraba dönüştürmemeye çalışarak ayakta kalmayı başarmak için çabalamaktır.
    - Cinsiyet eşitliği dendiğinde sadece akla kadının geldiği, erkeğin cinsiyet ayrımına girmediği bir toplumda umutla yaşamaktır.
    - Aile içinde dengenin, düzenin, sevgi ve şefkatin kaynağı olmak, ancak önemli kararlarda erkeğin söz hakkına saygı göstermektir.
    - Dayanıklı olmak, çok verip az almak ve buna rağmen her zaman gülümsemeyi başarabilmektir.
    - Topluma biricik evlatlar yetiştirmek için emek harcamaktır...


    Şahika Ercümen: Kadının değeri bilinmiyor
    Dünya Serbest Dalış Rekortmeni


    - Türkiye’de en kutsal varlık olan ‘kadın’ olmak maalesef çok zor.
    - Hele ki kadın olarak spor yapmak daha da zor .
    - Ataerkil bir toplumuz.
    - Kadının değeri bilinmiyor.
    - Özellikle kadına şiddet her geçen gün artıyor.
    - Şiddetin önüne geçilemiyor.
    - Halbuki kadın, elini değdiği her şeyi güzelleştirmek gibi bir güce sahip.
    - Daha fazla kadın yönetici olsa, daha fazla kadın sporcu olsa, siyasette daha fazla kadın olsa çok daha barışçıl ve sevgi dolu bir ülkede yaşıyor olurduk.


    Deniz Ülke Arıboğan: Kadınlık gökkuşağının ta kendisi
    Akademisyen


    - Töre ve namus cinayetleri konusunda dünyada ilk üç sırada bulunan; mecliste yüzde 14 temsili başarı sayan; iş gücünde yüzde 25’lerde ve hâlâ 4 milyondan fazla kadının okuma yazma bilmediği bir ülkede ayakta durabilmek demek.
    - Bu erkeklere özgü alanlarda bayrak gösterebilmeyi kapsayan bir süreç.
    - Kadınlık gökkuşağının ta kendisi.
    - Kadına verilen değer yeterli değil.
    - Kadın olarak başarıyı yakalayabilmek diğer bütün halklara da ilham kaynağı olma sorumluluğu demek.
    - İstatistikleri düzeltme sorumluluğunu birlikte üstlenmeliyiz.
    - Hayat biz kadınları güçlendiriyor.
    - Zorluklarımızı paylaşan erkeklere, hayatın tüm renklerini vaadedebiliriz.


    Aynur Doğan: Yaşasın kadın dayanısması
    Şarkıcı


    - 8 mart direnişin, mücadelenin ve emeğin günüdür; kadınlara hediye alma, çiçek verme, indirim yapma günü değildir; beni anladığını hissettir! #yaşasınkadindayanismasi
    - Kadın güvenliğini sağlamak devletin görevidir; sokakta, evde, okuldan dönüşte!
    - Kıskançlık, aldatma adı altında gerçekleşen kadın cinayetleri politiktir!
    - Aile içi şiddeti önle, kadını ev içi şiddete hapsetme; aile içi şiddet özel mesele ya da aile meselesi değil, toplumsal bir sorundur.
    - Kadın sığınma evleri sağla ve gizliliğini gözardı etme; yapılan her hata bir canın yitirilmesi demek!
    - Bana ait olan yaşama dokunma!
    - Kadın bedeni üzerinden politika yapma!
    - Kadın kadındır, kimsenin bacısı, karısı, çiçeği değildir!


    Gülben Ergen: Ülkemde insan olmak ağır, kadın olmak zor
    Şarkıcı


    - Ülkemde insan olmak ağırdır...
    - Kadın olmak zordur.
    - Anne karnında başlayan cinsiyet ayrımcılığı, erken yaşta gelin olmakla, dayak yemekle; eğitim ve başarı yerine ille de evlenmekle ödüllendirilir.
    - ‘Türk kadını, yerlerde sürünmeye değil, omuzlar üzerinde göklere yükselmeye layıksın’ demiştir Atatürk.
    - Başarmaktır, mücadeledir, anadır, çalışandır, idare edendir, susmaktır, aşağılanmaya, baskıya, hep sabırdır...
    - Boşanması da ağır, zordur kadının.
    - Çalışma özgürlüğünün olmaması, boynu bükülsün diyedir.
    - Güvencesi olmaması bilinçli istenir.


    Dilek Hanif: İş mesaisi biter, ev mesaisi başlar
    Modacı


    - Toplumsal duyarlılığı bir an önce sağlamak zorundayız.
    - Dünyaca ünlü Türk kadınlarının değerini kavramış değiliz.
    - Toplumsal ve kültürel yapımız, kadına sadece annelik, eş ve ev kadınlığı gibi geleneksel roller atfediyor, kadınlar aile içi şiddete maruz kalıyor.
    - Ekonomik özgürlükleri yok, çalışan kadınlar da iş yerinde ayrımcılık ve gelir adaletsizliğiyle karşılaşabiliyor.
    - İşteki mesai bitince, ev işi başlıyor.
    - Daha ‘şanslı’ olan her kadının, zor durumdaki hemcinsleri için katkı sağlayacak projelerde yer almalı.
    - Kadın istihdamı artırılmalı.
    - Sadece devlet değil, sivil toplum kuruluşlarının da çaba göstermesi gerekiyor.


    Nesrin Cavadzade: Gözlerimizi açmaya başlamalıyız
    Oyuncu


    - Yakın zamanda hepimizi gözyaşlarına boğan korkunç bir katledilişe şahit olduk.
    - Bir de üzerine konuşmaya çekindiğimiz, “Ben bir kadınım, elbette başıma böyle bir şey gelecekti” deyip, kendimize bile açmaya korktuğumuz.
    - Eğer bir kurtuluş varsa, bunları yüksek sesle söylemekten geçiyor.
    - Birilerinin gelip bizi kurtarmasını bekleyemeyiz.
    - Kadınlar birbirine ilham vermeli.
    - Mücadele, babamızdan, abimizden, sevgilimizden, kocamızdan geçiyor.
    - Kötülüğü uzaklarda aradıkça, yanı başımızdakine kör kalmaya mahkumuz.
    - Gözlerimizi, kızlarımızın gözlerini açmaya şimdi ve burada başlayalım.


    Nazlı Çelik Bilgili: Kadın olmak, yürekli olmaktır
    Star Haber Genel Yayın Yönetmeni - Anchorwoman


    - Türkiye’de kadın olmak, erkek egemenliğinden sıyrılabilme savaşıdır.
    - Bir yandan iş hayatında varolmaya çalışırken, bir yandan evladının ‘ilk’lerini kaçırmamak ve iyi bir eş olmaktır.
    - Yolda bir sapığın tacizi, saldırısı korkusuyla yürümektir.
    - Evladının başına kötü bir şey gelmeden eve gelebilmesine şükretmektir.
    - Hayatın her alanında, kendi önyargılarını bile yıkma mücadelesidir.
    - Akan gözyaşlarında “Hezimet aranacak mı?” kaygısı taşımaktır.
    - Yani, erkek olmaktan kat be kat zor olandır.
    - Yürekli olmaktır.



    t24

  6. #6

    Standart Kadınlar 8 Mart'ta eşitlik için yürüdü

    Kadınlar 8 Mart'ta eşitlik için yürüdü

    8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü dolayısıyla Türkiye'nin dört bir yanında düzenlenen mitingler, yürüyüşler ve çeşitli etkinliklerle eşit ve şiddetsiz bir dünya talebi haykırıldı. Etkinliklerde 'şiddete hayır' mesajı öne çıktı.



    Kadınlar, 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü'nü kutlamak üzere İstanbul Kadıköy'de toplandı. Renkli kıyafetleri, halayları, sloganlarıyla Kadıköy Rıhtımı'nı dolduran kadınlarının mitinginde 'erkek şiddetine' tepki mesajları öne çıktı.

    Öğlen saatlerinde Haydarpaşa Numune Hastanesi önünde toplanan siyasal partiler, sendikalar, meslek ve kadın örgütlerinin oluşturduğu kortej sloganlar ve pankartlar eşliğinde Kadıköy Rıhtımına ulaştı. 8 Mart Kadın Platformunun çağrısıyla düzenlenen mitingte, "Gelsin baba, gelsin koca, gelsin cop, inadına isyan inadına özgürlük", "Dünya yerinden oynar kadınlar özgür olsa", "Erkek vuruyor devlet koruyor", "Jin jiyan azadi", "Yaşasın kadın dayanışması", "Devlet elini bedenimden çek" sloganları atıldı. Renkli kıyafetleriyle alanı dolduran kadınlar kimi zaman halay çekti, kimi zaman ellerinde erbaneleriyle ritm tuttu. Halkların Demokratik Partisi(HDP) Grupbaşkanvekili Pervin Buldan da mitinge renkli kıyafetiyle katıldı.


    ÖZGECAN UNUTULMADI
    Ellerinde erkek şiddeti yüzünden hayatlarını kaybeden kadınların fotoğraflarını taşıyan kadınlar, miting boyunca erkek şiddeti, kadın cinayetleri, kadın bedeni üzerine yürütülen politikaları protesto etti. 8 Mart mitinginde Mersin'de öldürülen üniversite öğrencisi Özgecan Aslan da unutulmadı. Özgecan için "Yasta değil, isyandayız" yazılı dev pankart taşındı.


    MEYDANA ERKEKLER ALINMADI
    Kadıköy Rıhtımındaki miting alanına seyyar satıcı ve basın mensupları dışında erkek alınmadı.



    Meydandaki kutlamaları izlemek isteyen erkekler alanı, emniyet şeridinin arkasından izlemek zorunda kaldı. Kadınlar gününe destek veren erkekler, alanın dışında kadınlarla omuz omuza halay çekti.


    BİNLER ŞİDDETE KARŞI YÜRÜDÜ
    Ankara’da “Yaşasın Kadın Dayanışması” platformununun organize ettiği yürüyüşte binlerce kadın şiddete karşı yürüdü. Kurtuluş Parkı’nda toplanan kadınlar Sakarya Caddesi’ne kadar yürüdükten sonra Çankaya Belediyesi önünde basın açıklaması yaptı. Ellerinde taşıdıkları yüzlerce farklı dövizle tepkilerini dile getiren kadınlar, attıkları sloganlarla da seslerini duyurmaya çalıştı. Halay çeken zaman zaman da “İsyan” diye bağıran kadınlar ellerinde dövizlerle koştu. Yapılan ortak basın açıklamasında, şu talepler dile getirildi: “8 Mart’ta isyanımız, inadımız, coşkumuz, ve umutlarımızla bir aradayız. Kadın dayanışmasından güç almak birbirimize güç vermek için bir aradayız. Bugün kadınlara karşı adı konulmamış bir savaş sürüyor. Biz kimsenin namusu, bacısı, karısı, kölesi olmayacağız. Artık susun. Kadın düşmanı politikalarınızı da politikacılarınızı da tanımıyoruz. Adalet yada eşdeğerlik değil, eşitlik istiyoruz. İnsanca ücret, güvenceli iş istiyoruz. Savaş değil, adil, eşit bir batış, özgür bir ülke istiyoruz. Sizden istemiyoruz, kendimiz alacağız.”


    ŞİDDETE HAYIR


    Antalya’da 8 Mart Dünya Kadınlar Günü dolayısıyla “Şiddete Hayır” etkinliği düzenlendi. Son dönemlerde yaşanan kadına yönelik şiddete karşı, kitlesel tavır koymak ve toplumsal bilinç oluşturmayı amaçlayan Muratpaşa Belediyesinin, belediye hizmet binasının yanındaki kent meydanında düzenlediği etkinlikte, 5 bin kadından oluşan koro kaşıklarla ritm tutarak, şiddetin her türlüsüne “Hayır” dedi.
    DHA


    Radikal

  7. #7

    Standart Türkiye'nin en acı 'Anıt Duvar'ı

    Türkiye'nin en acı 'Anıt Duvar'ı

    İzmirli kadınların Birinci Kordon'da ördüğü ve üzerinde son 7 yılda öldürülen 1169 kadının adının yazıldığı 'Anıt Duvar', Türkiye'de kadına yönelik şiddetin yarattığı acı tabloyu bir kez daha gözler önüne serdi.



    Konak Belediyesi’nin 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nde farkındalık yaratmak ve kadına yönelik şiddete dur demek adına, ’Geleceği Ör’ sloganıyla Kordon’da kadınlar tarafından örülen duvar ses getirdi. Her yaştan ve her meslekten İzmirli kadının emek vererek ördüğü ve yaşanan acıyı temsil etmesi adına siyaha boyanan anıt duvarı görmek için İzmirliler Kordon’a geldi.

    7 YILLIK ACI TABLO
    Alsancak Vapur İskelesi önünde yükselen duvar üzerine 2008 yılından bugüne kadar öldürülen 1169 kadının adının yer aldığı bakır plakalar çakıldı. Yukarıdan bakıldığında kadın siluetini temsil eden anıt duvara monte edilen plakalar üzerine öldürülen kadınların adı ve soyadının yanı sıra hangi tarihte, kim tarafından ve ne şekilde öldürüldüğü de yer aldı. Tıpkı duvarın örülmesinde olduğu gibi plakaların çakılmasında da kadınlar en öndeydi. Türkiye ’de kadına yönelik şiddetin boyutlarını da bir kez daha gözler önüne seren duvarı ziyaret edenler, plakaları okuyarak yaşanan acılara tanıklık etmiş oldu.


    ‘SUSMADIK, UNUTMADIK, UNUTTURMAYACAĞIZ’
    Konak Belediye Başkanı Sema Pekdaş da anıt duvara günün anısına üzerinde ’Susmadık, Unutmadık, Unutturmayacağız’ başlıklı bir yazı astı. Pekdaş yazısında, “İspanya iç savaşını ’Guernica’ adlı eserinde resmeden Picasso’ya bir militer, ’Bu tabloyu siz mi yaptınız’ diye sorar ve Picasso, ’Hayır siz yaptınız’ yanıtını verir. Erkek egemen sistem de şiddet yoluyla bir duvar yaptı. Üzerine katlettiği kadınlarımızın adını yazdı. O duvarı biz değil, bu cinayetleri işleyenler, görmezden gelenler, korumayanlar, ceza vermeyenler, susanlar inşa etti. Ama şimdi, her türlü ayrımcılığa ve tahakküme karşı, biz kadınlar geleceğimiz için, birlikte duvar örüyoruz. Erkek egemen kültür elinde can veren kadınlarımız, tıpkı 8 Mart 1857’de yanarak can veren ve geleceğimize ışık tutan dokuma işçisi kızkardeşlerimiz gibi, eşit ve özgür yaşam taleplerinin bedelini canlarıyla ödedi. Kız kardeşlerimizin hak mücadelesinde, bayrağı kaldığı yerden taşıyoruz. Aziz hatıraları karşısında saygıyla eğiliyoruz” dedi.




    Anıt duvar bir ay boyunca Alsancak Vapur İskelesi önünde üzerinde cinayetlere kurban giden kadınların adlarını taşıyarak kalacak.
    DHA

    Radikal

Konu Bilgileri

Bu Konuya Gözatan Kullanıcılar

Şu anda 1 kullanıcı bu konuyu görüntülüyor. (0 kayıtlı ve 1 misafir)

Benzer Konular

  1. Yeni Yılınız Kutlu Olsun
    Konu Sahibi erkolay Forum Off Topic
    Cevap: 1
    Son Mesaj : 02.Ocak.2017, 10:21
  2. Kurban Bayramınız Kutlu Olsun
    Konu Sahibi deniz Forum Off Topic
    Cevap: 6
    Son Mesaj : 24.Eylül.2015, 22:13
  3. Tüm Annelerin Anneler Günü Kutlu Olsun
    Konu Sahibi Sir.Vanity Forum Kadın Dünyası
    Cevap: 0
    Son Mesaj : 10.Mayıs.2015, 11:23
  4. Google'dan 8 Mart Dünya Kadınlar Günü Doodle'ı
    Konu Sahibi erkolay Forum Google
    Cevap: 0
    Son Mesaj : 08.Mart.2015, 01:44
  5. Yeni Yılınız Kutlu Olsun!
    Konu Sahibi WeBMasteR Forum Off Topic
    Cevap: 5
    Son Mesaj : 01.Ocak.2015, 12:27

Bu Konu için Etiketler

Yetkileriniz

  • Konu Acma Yetkiniz Yok
  • Cevap Yazma Yetkiniz Yok
  • Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
  • Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok
  •  
Linux Hosting
Yasal Bildirim
Sitemizde paylaşım yapan tüm üyeler T.C.K 20. Madde ve 5651 Sayılı Kanun'un 4. maddesinin 2. fıkrasına göre kendi konu ve mesajlarından sorumludur. Webmaster.bbs.tr hakkında yapılacak olan hukuksal ve diğer şikayetler için iletişim bölümünden iletişime geçilmesi halinde site yönetimi tarafından gereken işlemler yapılacak ve ilgili kişilere/kurumlara/vekillerine bilgi verilecektir.
Sosyal Medya