İçinden milyonlarca şehir, milyonlarca süpriz çıkabilecek nar gibi bir şehirde, New York'tayız. İlk durağımız New York'ta yiyebileceğiniz en iyi pastraminin adresi ve Amerika'nın en eski şarküterisi, Katz's Delicatessen.


Merhaba değerli okur,


Ben Aslıhan Ergün, bu köşede okuyacağın yeni gezi yazarın. Bu demek oluyor ki seninle beraber bir yolculuğa çıkıyoruz, şehrin sokaklarını gezeceğiz, metroya, otobüse, taksiye binecek ama daha çok yürüyeceğiz. İlginç bulduğumuz mağazalara, kitapçılara, antikacılara girecek, sokakların fotoğraflarını çekecek, sanat galerini gezeceğiz. Yorulunca bir kafede dinlenecek, kahvelerimizi içerken şehirle ilgili sohbet edeceğiz. Şehirle ilgili düşünmeyi, konuşmayı, dinlemeyi çok severim. Herkesin şehri bambaşka bir şekilde tecrübe ettiğini düşündüğümden o başka tecrübeleri hep merak ederim. Belki bu meraktan, kafelerdeki, sokaklardaki insanları da sohbetimize davet ederiz, bir tek şehirden bir çok şehirler çıkarır, daha çok gezmiş oluruz.


İçinden milyonlarca şehir, milyonlarca süpriz çıkabilecek nar gibi bir şehirde, New York'tayız. Sokaklardan birinde şu an Amerika'da değil de Çin'de olduğunuza yemin edebilirsiniz, bir başka sokağında bir anda bir Arap şehrine gidiverirsiniz. Bir sokak size İtalya'yı getirir, başka bir sokak Rusya'yı ve tabii bazen de bir Amerikan şehrinde olabilirsiniz New York'tayken.


İlk durağımız New York'ta yiyebileceğiniz en iyi pastraminin adresi ve Amerika'nın en eski şarküterisi, Katz's Delicatessen. 1888'de Iceland kardeşler tarafından kurulup, Katz ailesinin katılımıyla gelişen Katz's, Manhattan Lower East Side'da, Houston ve Ludlow sokaklarının köşesindeki ilk kurulduğu adreste bulunuyor.
Kapısındaki tabelalarla beraber zamanda yolculuğunuz başlıyor, içeri girdiğinizde görevliden aldığınız biletinizi, sandviçlerinizi alırken kasada işletiyorsunuz ve en son çıkarken de bileti teslim ediyorsunuz. Bu arada tavanda asılı olan "oğluna salam gönder" yazılı levhaları görebilirsiniz, bu levhalar Katz's Delitcatessen'in Birinci Dünya Savaşı'ndaki cepheye erzak gönderme kampanyasından kalmış, savaş zamanı üç oğlunu birden savaşa gönderen Katz ailesi "Oğluna salam gönder" kampanyası ile, insanların ordudaki çocuklarına pastırma, salam sucuk taşıyarak bir nebze olsun memleket hasretlerini gidermeye çalışmış. Duvarlar mekana gelip bu anı ölümsüzleştiren sayısız ünlünün Katz's da çekildikleri fotoğraflarla dolu. Fotoğraflardan da anlaşılacağı üzere mekan, ilk günkü orjinalliğini korumakta. Boy boy salamlar, sucuklar, pastırmalar ve otantik neon ışıklı tabelalar misafirlerine gayet vintage bir atmosfer sunuyor. Şanslıysanız, siz de o gün bir ünlü görebilirsiniz.

kaynak:USA Sabah - Amerika'n