Hayat boyu çeşitli şeylere sahip olmak için mücadele eder dururuz. Bu mücadelenin sonucunda bireysel eşyalar, otomobil, gayrimenkul, ticari haklar gibi fiziksel varlıkların yanı sıra manevi anlamda da başarı, mutluluk, kariyer, tanınırlık gibi varlıklara da sahip oluruz. Hukuk dünyası, siz öldüğünüzde bu maddi veya manevi varlığın kime kalacağından nasıl paylaşılacağına kadar, hatta öldükten sonra dahi itibarınızı, kariyerinizi kimin koruyabileceğine kadar bir çok meseleyi “miras hukuku” adı altında çözüme kavuşturmuştur.


Ancak, hukuk düzeni henüz, dijital dünyada elde ettiğiniz varlıkları korumaya yönelik bir çözüm sunamamıştır. Yatırım yaptığınız alan adlarınız, içeriğini büyük emeklerle oluşturduğunuz siteniz, içinde ticari ya da şahsi hatta çok özel yazışmalarınızın bulunduğu e-posta hesabınız, sosyal ağlardaki resimleriniz ve diğer paylaşımlarınız, çok sevdiğiniz oyundaki en üst seviyelere taşıdığınız oyun karakteriniz ve oyundaki eşyalarınız siz ölünce kimlere kalacak, bu sorunun cevabı henüz verilmemiştir. Çünkü, sadece aklınızda bulunan kullanıcı adı, şifre ve parolaya bağlı bulunan bu varlıklar, siz ölünce sizinle birlikte kaybolacaktır.


Belki dikkatinizi çekmiştir. Trafik kazası veya bir çok başka sebepten hayata veda eden genç insanların, hâlâ Facebook’ta profilleri durmaktadır. Ölen kişinin mirasçılarının, ölen kişinin sitedeki profilinin durması veya kaldırılması için bir tercih imkanı bulunmaktadır. Ancak, merkezi ABD’de bulunan bir firmaya hangi belge ile nasıl başvurulmalıdır, bunun da yolu belli değildir.


Bir kişi öldüğünde, tüm varlıkları yasal mirasçılarına geçer. Eğer bu varlıklar bölünebilir varlıklarsa, mirasçılara payları oranında intikal eder. Eğer bölünemez varlıklarsa, aralarında anlaşma yaparlar, anlaşma sağlanamazsa bu varlıklar mahkemece satılır ve parası paylaştırılır. Ölen bir kişiden, gayrimenkul, taşıt, para, hisse, eşya kalmışsa problem yoktur. Hatta ölen kişinin romanı, filmi, şiirleri gibi telif haklarına konu eserleri de maddi getirisi ışığında mirasçılara paylaştırılabilmektedir.


Ama alan adı olsun, reklam getirisi olan bir site olsun, maddi değeri olan oyun karakteri olsun, bu tür sanal varlıkların mirasçılara intikalinde sorun çıkabilir. Çünkü, mevcut Medeni Kanun’da bu tür sanal varlıklara ilişkin bir düzenleme yok. Değeri yüksek 10 tane alan adına ve reklam getirisi iyi olan 2 tane blog’a sahip birisi öldüğünde, bütün bu hesapları idare eden e-posta hesabının şifresi de ölenle birlikte yok olacaktır. Bu durumda, bu varlıkları idare eden şifreler olmadığı zaman mirasçıların yapabileceği hiç bir şey yoktur. Ama bu konuda bir düzenleme yapılabilirse, mirasçılar ilgili internet şirketlerinden bu şifreleri elde edebilecek ve ekonomik değeri olan bu varlıkların idaresine devam edilebilecektir.


Dijital varlıkların paylaşımı konusunda sorun varsa da, mevzuatımızda bu tür dijital varlıkları vasiyet olarak bırakmaya bir engel yok. Yani, sanal varlıkları olan birisi, gerekli şekil şartlarını yerine getirerek bunları istediği bir kişiye miras olarak bırakabilir.


Türkiye’de sanal karakterlerin ya da maddi değeri olan sanal edinimlerin konu olduğu bir miras davası henüz olmadı. (Ya da biz bilmiyoruz) Sanal mülkiyet konusu olabilecek oyun karakterlerin bir çok ortamda açık artırma ile satılabildiğini, bazen çok yüksek seviyeye getirilmiş oyun haklarının oldukça iyi fiyatlara el değiştirdiğini görüyoruz. Özellikle anlamlı ve jenerik alan adlarının ne kadar yüksek fiyatlara satılabildiğini okuyoruz. Hatta, kaliteli içerik ve servis bulunduran internet sitelerinin yatırımcı şirketler tarafından çok yüksek fiyatlarla satın alındığını duyuyoruz. Eğer bu dijital varlıklar, bir ticari şirket bünyesinde ise yine çok fazla bir sorun yok. Çünkü tüm bu dijital varlıklar ve şifreleri zaten şirketin varlığı. Siz ölürseniz işleri diğer ortaklar yürütebilecek ve şirket hisseleriniz zaten mirasçılarınıza kalıyor olacak. Ama bu varlıklar sadece sizin aklınızdaki şifreye bağlıysa ne olacaktır? 100 bin dolar eden bir alan adı siz öldükten sonra kendiliğinden düşecek midir?


Dijital varlıklarınızın şifresi biliniyor olsun veya ilgili internet servisinden mirasçılarınız temin etmiş olsun. Bu durumda mahkemeler paylaşımı, bilgisine ve tecrübesine güvenilen bilirkişilerle çözebiliyor. Bilirkişiler, bölünemeyen varlıklara güncel bir değer biçiyor ve sonunda bu varlıklar açık artırma yolu ile satılıp elde edilen bedel mirasçılara paylaştırılıyor. Ancak burada şöyle bir sorun var: İnternetten ve sanal varlıklardan anlamayan bir bilirkişi de seçilebilir, bu durumda miras konusu sanal varlıklar yeterince değerini bulmayabilir, hatta hiç bir şekilde mirasa konu bile olmayabilirler. Bu sebeple, sanal varlıkların söz konusu olduğu paylaşımlarda mahkemelerin seçeceği bilirkişilerin yetkin ve sanal mülkiyet konusunda bilgili olması gerekecektir.


Başka bir ihtimalde, mirasçılarınız dijital varlıklarınızdan hiç haberdar bile olmayabilir. Belki haberdar olsalar bile, dijital varlıklarınızın ne işe yaradıklarını, ne kadar değer taşıdıklarını ve nasıl korunacağını dahi bilmeyebilirler. Bu durumda da dijital varlıklarınız sizinle birlikte son bulacaktır.


ABD’de benzer bir konu yargıya taşınmış. 20 yaşındaki asker oğulları Irak’ta ölen Amerikan ailesi, ölen oğullarının Yahoo’daki mail hesabına ulaşmak istedi. Gerekçeleri de oğullarının öleceğini bilseydi şifreyi kendileriyle paylaşacağı şeklindedir. Yahoo bu taleplerini, kendi politikaları gereği, kişinin ölümüyle hesabın son bulduğu gerekçesiyle reddetti. Aslında Yahoo’nun haklı olduğu gerekçesi şuydu: Ölen kişinin ve onunla yazışanların gizlilik hakları. Son olarak, Yahoo sözcüsü, bu konuda bir mahkeme kararı getirmedikçe mail hesabına erişimin verilemeyeceğini söylüyor ve aile bu konuda mahkemeden bir karar çıkartıyor.


Tabi, bu mail hesabına bağlı olarak ölen askerin gelir getiren bir web sitesi, ekonomik değeri yüksek alan adları, hatta manevi değeri de olan edebi eserleri de bulunabilirdi. Mahkemelerin bu yönde bir karar verebilmeleri, ancak ölen kişiyle 3. kişilerin yazışmalarının da gizliliğini sağlaması gerekiyor. Yahoo, ölenle birlikte hesabı dondururken, Hotmail ve AOL, resmi ölüm belgesi ibraz edildiğinde mirasçılara erişim hakkı sağlayabiliyor.


Dünyada bir çok hukukçu, bu iki şirketin mirasçı politikalarını gizliliği ihlal ettikleri gerekçesiyle eleştiriyor. Bu arada, Avrupa Birliği’nde ortak bir Medeni Kanun hazırlamak gibi çabalar var ve sanal miras konusu da bu yeni kanunda yer alacak gibi görünüyor.


Bazı internet siteleri, kullanıcısının öldüğünden mirasçılar tarafından haberdar edildiği an kullanıcı hesabını kapatabiliyor. Bazı siteler ise, kullanıcının belli bir kaç ay içinde işlem yapmaması halinde hesabı kapatabiliyor. Ancak, kişi ölmüş olduğu halde yıllarca açık duran kullanıcı hesapları da olabiliyor. Miras hukukunda bu tür sanal varlıklara ilişkin bir düzenleme yapılması kaçınılmaz olmuştur. Ancak, bu konudaki kanaatimiz, maddi değeri olan sanal varlıklar ile 3. şahıslara ait gizlilik değeri olan bilgilerin ayrılması yönündedir. Mahkemeler, yeminli bilirkişi vasıtasıyla bunları rahatlıkla ayırıp, gizliliğe konu içeriğin silinmesini veya bu içeriğe erişimin engellenmesine karar verebilirler.


Ama sonuç olarak, aslında yapılacak en güzel şey: Kişilerin ölmeden önce sanal varlığını şifreleriyle birlikte, belirli sürelerle vasiyet şeklinde düzenlemesi. Böylelikle ne miras kavgası, ne de gizlilik sorunu olacaktır. Ayrıca, maddi veya manevi değeri olabilecek sanal varlıklar, kişi öldükten sonra da yaşayabilecektir.


İnternet dünyası, soruna kendi içinde çeşitli çözümler de üretebiliyor. Örneğin Deathswitch adındaki bir firma, yıllık 20 dolar ücret karşılığında, siz öldükten sonra daha önceden yazmış olduğunuz mailleri istediğiniz kişiye iletebiliyor. Eğer belirli bir süre siteye giriş yapmazsanız Deathswitch öldüğünüzü varsayarak, daha önce tanımladığınız kişilere mailleri gönderiyor. Bu şekilde istediğiniz kişiye, istediğiniz şekilde dijital mirasınızı (şifrelerinizi, e-posta hesabınızı vs.) bırakabiliyorsunuz.

kaynak;https://www.bilisimhukuk.com/2010/03...-kime-kalacak/