Tarihsel olarak en önemli eski hesaplama aleti abaküstür; 2000 yildan fazla süredir bilinmekte ve yaygın olarak kullanılmaktadır. Blaise Pascal, 1642’de dijital hesap makinesini yapmıştır; yalnızca tuşlar aracılığıyla girilen rakamları toplama ve çıkarma işlemi yapan bu aygıtı, vergi toplayıcısı olan babasına yardım etmek için geliştirmiştir.

1671’de Gottfried Wilhelm Leibniz bir bilgisayar tasarlamıştır; 1694 yılında yapılabilen bu araç özel dişli mekanizması kullanmaktaydı; toplama, çıkartma, çarpma ve bölme işlemi yapabiliyordu.

Pascal ve Leibniz tarafından yapılan ilk bilgisayarlar yaygın olarak kullanılmamıştır. Charles Xavier Thomas dört işlemi yapabilen ilk ticari mekanik hesap makinesini 1820’ de geliştirmiştir.

Charles Babbage fark makinesi adini verdiği otomatik mekanik hesap makinesinin küçük bir modelini 1822’de gerçekleştirmiştir. 1823’de buharla çalışan tam otomatik modelini yapmıştır; bu araç sabit talimat programıyla kumanda ediliyordu.

Herman Hollerith 1890 yılında delikli kart sistemiyle çalışan bilgisayarı geliştirdi. Bu delikli kartlar, bellek deposu olarak kullanılabiliyor, ayrıca bilgisayara programlar ve veriler bu kartlarla verilebiliyordu, böylece işlem hızı oldukça artmış ve hatalar da azalmıştır.

Howard Hathaway Aiken’in yönettiği bir ekip 1937 yılında Mark–1 adi verilen ilk otomatik dijital bilgisayarı yapmayı basardı. Elektromekanik rölelerle çalışan bu bilgisayar dört işlemin yani sıra logaritma ve trigonometri fonksiyonlarını çözen özel (alt) programları vardı. Bu bilgisayar da delikli kart sistemiyle çalışıyordu. Bir çarpma işlemi 3–5 saniyede yapılabiliyordu. Buna rağmen otomatikti ve uzun işlemleri tamamlayabiliyordu. Mark–1, Aiken’in yönetiminde tasarlanan ve yapılan bilgisayar dizilerinin ilki oldu. Bu bilgisayarla bugünkü anlamda bilgisayar dönemi başlamıştır.

İkinci Dünya Savasında ordu için hızlı bilgisayarlara ihtiyaç duyulmasıyla bu alandaki çalışmalar tekrar hızlandı. J.Presper Eckert, John W.Mauchly ve çalışma arkadaşları , elektron tüplerini kullanarak ilk elektronik dijital bilgisayar olan ENIAC’i 1945 yılında yapmayı basardılar. Bu bilgisayar yine delikli kart sistemini kullanmıştır; 167 m² yer kaplıyor ve yaklaşık 180 kwh elektrik harcıyordu; ayrıca tasarlanmış olduğu belirli programları çalıştırmada verimliydi. Bunlara rağmen ENIAC ilk basarîli yüksek hızlı elektronik bilgisayar kabul edilir.

Von Neumann’in teorik çalışmaları sonucunda ilk programlanabilir elektronik bilgisayarlar kuşağı 1947 yılında ortaya çıktı. Bunların işlem hızları çok daha büyüktü ve en önemlisi RAM bellek kullanabiliyordu. Bu bilgisayarlar makine diliyle programlanıyordu. Bu grup bilgisayarlar, ilk ticari uygunluğa sahip olan EDVAC ve UNIVAC serilerini kapsar. Ticari amaçlı ilk bilgisayar UNIVAC-1 adıyla 1952 yilinda piyasaya sürüldü.

Elektrik-elektronik alanındaki hızlı gelişmeler ve bilgisayarların ticari amaçla kullanılmaya başlanması, bilgisayar alanındaki çalışmaları ve gelişmeleri inanılmaz ölçüde artırarak günümüze kadar gelinmiştir. Özellikle 1960’lı yıllardan sonra gerek bilgisayar yapım teknolojisinde, gerekse bilgisayar programlama dilleri açısından büyük gelişmeler yaşanmıştır. Bu arada bilgisayarlarda entegre devreler kullanılmış, hızları ise hayal edilemeyecek seviyelere ulaşmış, boyutları çok küçülmüş, fiyatları da herkesin alabileceği kadar ucuzlamıştır. 1980’li yıllarda PC’lerin üretilmesiyle artık bilgisayarlar evlere dahi girmiştir. Son yıllarda bilgisayarlar ceplere sığacak kadar küçülmüştür.

Bilgisayar, elektrik enerjisiyle çalışan elektronik bir makinedir. Kendisine verilen bilgileri alır, saklar, üzerinde işlemler yapar. Gerektiğinde bu bilgileri yazıcı gibi birimlerle çıktı olarak verir. En basit tanımla bilgisayar, kendisine verilen bilgileri kullanarak yeni bilgiler elde eden makinedir. Bilgi toplumunun oluşumunu hızlandıran bu gelişmelerin yanı sıra, basımevlerinden uzay gemilerine kadar hemen bütün makine ve araçların kontrolünü de bilgisayarlar üstlenmeye başladı. Böylece insanlar uzun süre alan ve oldukça karmaşık olan yorucu ve bıktırıcı işlerden kurtulmuş oldular.