Evren Tersine Akıyor

Dünya, insanları tek tek kaybediyor içinde
Belki de insanlar, evreni kara deliğe itiyor vaktinden önce…
Kimse, kimsenin sesini bastırmıyor büyük harflerle;
Konuşmak için diller yorulmuyor artık;
Bir bomba, bir kurşun yetiyor anlaşmalara!

Masum insanların gözyaşlarından büyük hazlar alınıyor.
Kilolarca akıtılan kanlarla egolar tatmin ediliyor.
Uzun cümleler kurulmuyor,
Vur, kır, katlet!
Daha kolay geliyor ağızlara….

Güçlerine güç katmak için küçük bedenler çalınıyor dünyadan,
Evreni harcamak yetmiyor, hırsların önüne geçilmiyor.
Boş kavgalar, boşuna yutulan umutlar, mezar taşlarına yazılan kısa yıllar;
Hiçbiri geçerlilik taşımıyor; katlanılması için sonuçlara.

Kalpler soğuk, sevgi istenilmiyor artık ruhlarda
Sahip olma duygusu yaraşıyor vicdanlara…
Son nefeslere kadar en güçlü olmak isteniyor.
Duygular anlamsız geliyor, robot gibi yaşayan boş kafalara …

İktidarın ellerinde birer çim biçme makinesi,
Yemyeşil insanlar biçiliyor!
Betonlar kaplanmak üzere üstlerine…
Çaktırmadan infaz edilmeye çalışılan yaşamlar,
Aslında sivri köşeler gibi insanların gözüne batıyor

Yüreklerdeki çürükler de, gösteriyor kendini açıktan;
Çünkü hiçbir şey bastıramıyor kin ve güçlü olma duygusunu…
Dünya paylaşılıyor, çekiştiriliyor vicdansızca,
Kendilerini iktidar hissedenler tarafından …

Bir bir yazılıyor kaderler;
Emrediliyor gizliden,
Kibarca sunuluyor; yaşamak zorunda oldukları insanlara…
Acımasız duyguların, çıkarlı yer edinmeleri sayesinde
Cennet: yerini cehenneme teslim ediyor.

Mağdur bıraktıkları için gülüyorlar sinsice
Gülüşlerin ardından birde acıyorlar zalimce;
Oysa bilinmiyor en dipteki gerçekler yeterince
Başkalarının gözyaşlarından; kendine kahkaha edinenler acınacak halde …
Çünkü unutulmuş evrenin en güçlü olduğu kendilerince
Gözlerini güç bürümüş varlıklar tarafından …

Dünya sadece her doğan güneşte yeni bir şans tanıyor.
Evren ise tüm suçların cezası için gün sayıyor; en derinlerde gizlice…

Burcu Özyıldırım