Yüzde 10 seçim barajı Türkiye dışında sadece bu ülkede var!

Anayasa Profesörü İbrahim Kaboğlu, yüzde 10 seçim barajının dünya üzerinde Türkiye ve Şeysel Adaları'nda uygulandığını söyledi. Kaboğlu, seçim barajının Anayasa'nın 13. maddesine aykırı olduğunu belirtti.

Demokrasi ve Barış Konferansı, genel seçim hazırlıklarının başladığı Türkiye'de siyasi partiler ve seçim rejimine ilişkin basın toplantısı düzenledi.




Cezayir Toplantı Salonu'nda düzenlenen basın toplantısına HDK Eş Sözcüsü Ertuğrul Kürkçü, ÖDP Eş Genel Başkanı Alper Taş, CHP Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, Hubyar Sultan Alevi Derneği Başkanı Ali Kenanoğlu, HDP MYK Üyesi Hatice Altınışık ve HDK Genel Meclis Üyesi Hacer Elçin'in de içinde olduğu çok sayıda kişi katıldı.


Prof. Dr. Gençay Gürsoy, seçim barajını gündeme aldıklarında Anayasa Mahkemesi'nin böyle bir gündemi olmadığını hatırlattı, "Bu toplantı Anayasa Mahkemesi ile ilgili bir toplantı değildir. Onun gündemindeki sorunun tartışılması ile ilgili değildir. 12 Eylül ayıbının terk edilmesi için tepki göstermeye, direniş hakkını göstermeye çalışacağız" diye konuştu.


'BARAJ MİLLİ İRADE GASPIDIR'

Prof. Dr. Gürsoy, seçim barajını, “milli irade gasbı” olarak değerlendirdi, "Bu süreç 12 yıldır uygulanmaya devam ediyor. Bunun değiştirilmesi siyasi iktidarın can damarına dokunan bir hale geldi. Hiçbir şekilde bunun değişmesini göze alamıyor. Başkanlık sistemine geçiş için parlamenter çoğunluk elde etme niyeti her şeyin önüne geçti. Ancak biz artık Türkiye'nin bu cenderenin çerçevesini kırması için işi halka, toplumsal muhalefete havale etmeye çalışacağız" dedi.


Türkiye'deki seçim sistemi üzerine sunum yapan Prof. Dr. İbrahim Kaboğlu da, yıllardır seçim barajının kaldırılması için mücadele ettiklerini kaydetti, "Yüzde 10 barajı, Türkiye ve Şeysel Adaları dışında herhangi bir yerde mevcut değildir. İsveç'te yüzde 5'i geçmiyor. Ayrıca orada ilgili seçim bölgesinde belirli bir oy oranını alan parti milletvekili çıkartabiliyor. Mevcut olan baraj bile bizdeki gibi uygulanmıyor" diye konuştu.


'DEMOKRASİNİN ÖNÜNDE BÜYÜK ENGEL'

Seçim barajının Türkiye demokrasinin önünde büyük bir engel olduğunu belirten Prof. Dr. Kaboğlu, seçim barajının hangi aşamalardan geçtiğini hatırlattı, Anayasa Mahkemesi'nin 1995 yılında yüzde 10 barajının kaldırılmaması yönünde verdiği kararın dönemin koşullarına göre verildiği değerlendirmesini yaptı, "Ancak dönem değişti" dedi.


AİHM'in "Baraj Avrupa standartlarının üzerindedir. Ancak düzenleme ulusal makamlara aittir" şeklindeki kararını hatırlatan Prof. Dr. Kaboğlu, "Avrupa sözleşmelerine gitmeden diyeceğim, Anayasa'nın 13. maddesine açıkça aykırıdır. İkinci aykırılık hafta boyunca tanık olduğumuz açıklamalar Anayasa'nın yetkilerine aykırıdır" şeklinde konuştu.


Anayasa Mahkemesi'nin ne yapması gerektiği üzerine konuşmasının etik olmadığını, bu nedenle olasılıkları söyleyeceğini belirten Prof. Dr. Kaboğlu şöyle dedi: "Anayasa Mahkemesi'ne yapılan başvuru metinlerini görmedim. Ama bireysel başvuru yolu açısından iki yıldır kararlar çerçevesinde birinci olasılık şu: İhlal ve aykırılık vardır, saptamasında bulanabilir. İkinci aşamada, 33. maddeyi daha önceki kararlarında yaptığı gibi ya daire yolu ile ya da genel kurul yoluyla somut norm denetimine tabi tutar. Bu maddenin anayasaya aykırı olduğunu beyan ederek bunu iptal edebilir. Bu haliyle anayasanın demokratiklik ilkesine de aykırıdır. '1995 yılında Anayasa Mahkemesi kaldırılmaması yönünde karar verdi, şimdi kaldırılması gerekir kararını verirse, çelişki olur' yaklaşımı da doğru da değildir. Çünkü o kararın üzerinden 20 yıl geçti. Dönem değişti, hukuk değişti. Anayasa Mahkemesi değişti."


Prof. Dr. Kaboğlu'nun ardından Demokrasi ve Barış Konferansı adına açıklama yapan Bircan Yorulmaz, halktan seçim barajının kaldırılması için başlattıkları çalışmaya katılmasını istedi.


CHP Genel Başkan Yardımcısı Sezgin Tanrıkulu toplantıda yaptığı konuşmada, "Umuyorum ki, Anayasa Mahkemesi sadece ihlal tespiti yapmaz, bir adım daha ileriye girerek, yasayı iptal eder. Bu iş hiçbir zaman Anayasa'ya aykırı da olmaz. Demokrasinin gereği olur" dedi.


'HDP'SİZ ÇÖZÜMÜ NASIL YAPACAKLARINI DÜŞÜNSÜNLER'

HDP Eş Sözcüsü Ertuğrul Kürkçü de, barajın yanı sıra seçim yasasının diğer esaslarının da tartışılması gerektiğini söyledi, "Bu engellerin kaldırılması aklın ve çok dillerinden düşürmedikleri erdemin gereğidir" diye konuştu.


Kürkçü şunları söyledi: "AKP barajın düşürülmesi talebinin gündeme gelmesiyle birlikte büyük bir panik içine girdi. Neredeyse darbeci ilan edileceğiz. Medyası, 'Nasıl barajın kalkmasını istersin, darbeci misin?' diye yazıyorlar. Anayasa Mahkemesi'nin yapacağı bir yorum, süreçte bazı açılımlar yapacaktır. Ben Anayasa Mahkemesi'ne kalmadan meclisin bu sorunu çözmesini isterdim. Ancak pek öyle olacak gibi görünmüyor. Meclis'te oluşlarını baraja bağlı olduğunu, Diyarbakır'daki 4 sandalyeyi çaldıklarını bilen AKP'deki Kürt milletvekillerinin, yüzde10 barajına karşı çıkarak koltuklarıın teslim etmeleri onların fıtratında yok. Ancak toplumun istemesi gerekir. Bütün oyların eşit olduğu bir seçim düzeni istemeliyiz. İkincisi bunun parlamentoya yansıması önünde herhangi bir engelin olmamasını istemeliyiz."


Seçimlere HDP olarak gireceklerini hatırlatan Kürkçü, "Barajın üstünü aşarak parlamentoya gireceğiz. Ancak bu bir risktir. Parlamentoya girmeme riski de var. Ancak HDP'siz bir parlamentonun nasıl olacağını onlar düşünsün. HDP olmadan çözüm sürecini nasıl yürüteceklerini düşünsünler" diye konuştu.


'SİYASİ PARTİLER YASASI DEĞİŞTİRİLMELİ'

KESK Eş Başkanı Şaziye Köse, DİSK adına Celal Ovat, EHP Genel Başkanı Sibel Uzun, TTB Merkez Konseyi Üyesi Osman Öztürk, TMMOB İl Koordinasyon Kurulu Sekreteri Süleyman Solmaz ve Hubyar Sultan Alevi Kültür Derneği Başkanı Ali Kenanoğlu, barajsız bir seçim çalışmasının içinde yer alacaklarını belirtti.



Turnusol