Türk Standartları Enstitüsü (TSE) Başkanı Hulusi Şentürk, velilerin çocukları için seçtiği markasız ve kaynağı belirsiz ürünlerin, başta kanser olmak üzere, obezite, hiperaktivite, sinir sistemi ve bağışıklık sistemi sorunlarına davetiye çıkarmak anlamına geleceğini belirtti.
Şentürk, okul araç gereçlerinde sağlığa zararlı madde kullanımı riskine karşı çocukları korumanın en güvenilir yolunun alışverişlerde TSE Markalı ürünleri tercih etmek olduğunu vurguladı.
TSE Başkanı Hulusi Şentürk, yaptığı yazılı açıklamada yaklaşık 16 milyon öğrencinin ders başı yapacağı 2013-2014 eğitim-öğretim yılı için, velilere okul alışverişlerinde dikkat edilmesi gereken konularda hatırlatma ve uyarılarda bulundu. Güvenlik standartlarına uygun olarak üretilmeyen ürünlerin, kullanıcılar için en basiti hijyen kaynaklı olmak üzere, ciddi sağlık sorunlarına yol açabilecek riskler taşıdığını vurguladı. Ağır metallerden kaynaklanan sinir sistemi rahatsızlıkları, organik kimyasallardan kaynaklanan bağışıklık sistemi sorunları ve zararlı kimyasalların neden olabileceği kanser başta olmak üzere pek çok hastalık bu riskler arasında sayılabileceğine dikkat çeken Şentürk şunları kaydetti:
“Velilerimizin bu tehlikelere karşı çocuklarımızı korumak için okul alışverişi yaparken dikkat etmeleri gereken basit ancak etkili yöntemler vardır. Bir ürünün ilgili standarda uygun üretilip üretilmediği, dolayısıyla sağlığa zararlı maddeler içerip içermediği, ancak laboratuvar ortamında yapılan testlerle tespit edilebilir. Bu testlerin sonucunda ürünün standarda uygun olduğu, üzerinde taşıdığı işaret ve markalarla tescillenir.”
-CE İŞARETİ VE TSE MARKASI HAKKINDA BİLGİ VERDİ-
Şentürk, Türkiye’de “CE işareti ve TSE markası”na ilişkin işaret ve markalar hakkında şu bilgileri verdi:

“CE İşareti: Üzerine iliştirildiği ürünün insan, hayvan ve çevre açısından sağlıklı ve güvenli olduğunu gösteren, Avrupa Birliği içinde serbest dolaşımı sağlayan işarettir. Ürünün nicelik ve nitelik açısından kalite kriterlerine uygunluğunu göstermez. Gelişmiş ülkelerde firmalar ürünlerinin güvenli ve kaliteli olduğunu CE işaretinin yanı sıra aldıkları farklı belgelerle tescillemektedirler.
TSE Markası: Bu markayı taşıyan bir ürünün standardın gerektirdiği tüm testlerden geçtiğini gösterir. TSE Markası, direktiflerde atıfta bulunulan standartlarda öngörülen güvenlik şartlarının yanı sıra performans ve kalite kriterlerini, üretim yerinin yeterliliği ile birlikte göz önünde bulundurur. Bu nedenle TSE Markalı bir ürün, güvenli olmanın yanı sıra performans ve kalite açısından da tüketiciye güvence vermektedir.”

-“CE İŞARETİ BİR ÜRÜNÜ ALMAK İÇİN TEK BAŞINA YETERLİ DEĞİL”-
Şentürk, CE işaretinin tüketicinin gönül rahatlığıyla bir ürünü alması için tek başına yeterli olmadığını vurguladı. Avrupa Birliği ülkelerinde dahi bu işaret ürün belgelendirmesine bir alternatif olarak görülmediğini belirten Şentürk, “Bu ülkelerin tümünde CE işareti dışında, ürün belgelendirme faaliyetleri sürekli artarak devam etmektedir. Ülkemizdeki tüketicilerin de CE İşaretini ürünü almak için yeterli görmemesi, sağlık açısından doğabilecek riskleri azaltacak bir unsurdur” dedi.

-SAHTE CE İŞARETİ KULLANIMI UYARISI-
Şentürk, tüketicilerin ürün alırken tek kriter olarak CE İşaretini esas almamaları için bir başka neden de uluslararası ticarette tüm ülkeler için sorun yaratan, hatta AB’nin ilgili mahkemelerinde dava konusu olan “sahte CE İşareti” kullanımı olduğunu bildirdi. Bu iki temel işaretin dışında velilerin aldıkları ürünlerin üzerinde, ürünün mekanik ve fiziksel özelliklerinin standartlara uygunluğunu gösteren EN71-1, yanmazlık özelliğine ilişkin standartlara uygunluğunu gösteren EN71-2, ağır metallerin belirlenen sınırlar dâhilinde kullanıldığını gösteren EN71-3 işaretlerini de aramaları gerektiğini ifade eden Şentürk şu açıklamalarda bulundu:

“TSE Markası, 1964 yılından bu yana ürün belgelendirme hizmetleri kapsamında verilen, ürünün standartlarda öngörülen güvenlik şartlarıyla birlikte performans ve kalite kriterlerine uygunluğunu gösteren işarettir. Bir ürünün üzerinde TSE Markası bulunması, bu ürünün öncelikle üretim yerinde tetkikler yapıldığını, ardından TSE laboratuvarlarında test ve muayenelerden geçtiğini göstermektedir. Tüm tetkikler sonunda standarda uygunluğu tespit edilen ürünler TSE Markası kullanmaya hak kazanmaktadır. Dolayısıyla TSE Markası, hem ürünlerin ilgili standarda uygunluğunun hem de sağlıklı, güvenli ve kaliteli olduğunun tescili anlamına gelmektedir”

-AZO BOYAR MADDELER UYARISI-
Şentürk, kırtasiye ve oyuncak malzemeleri; azo boyar maddeler, fitalatlar ve ağır metaller nedeniyle sağlık açısından riskli durumlar yarattığına işaret etti.
Şentürk konuya ilişkin şu bilgileri verdi:

“Azo Boyar Maddeler: Tekstil ürünlerinin ve deri ürünlerinin boyanmasında yaygın olarak kullanılır. Türkiye’de 30 ppm altındaki azo boyar içeren ürünlerin ithalatı serbesttir. Ancak yapılan testlerde ithal edilen tekstil ürünlerinin yüzde 3’üne yakınında kanserojen etkili azo boyar maddenin, bu sınırın 300 katı oranında çıktığı tespit edilmiştir.
Fitalatlar: Polivinil Klorürü (PVC) yumuşatmak için en yaygın olarak kullanılan plastikleştiricilerdir. Avrupa Birliği ülkelerinde PVC’den mamul oyuncaklarda fitalat kullanılması ve üretimi yasaklanmıştır. Beslenme ve okul çantaları üretiminde, oyuncaklarda fitalat ne yazık ki yoğun olarak kullanılmaktadır.

Ağır Metallar: Bazı boyaların ve pigmentlerin yapımında kullanılan ağır metaller özellikle tekstil ürünlerine boyama işlemleri yoluyla bulaşabilir. Ağır metaller tehlikelidir çünkü karaciğer veya böbrekler gibi iç organlarda birikme eğilimi gösterir. “

-TÜKETİCİLER DİKKAT-
Velilere üreticisi bilinmeyen hiçbir ürün satın alınmaması gerektiğini vurgulayan Şentürk, üreticilerin bilinen, güvenilir markalarının alınmasını önerdi. Şentürk, tüm tehlikelere karşı velileri şu konularda uyardı:
-TSE Markalı üretici demek; teknik birikimi ve gücü olan belli kurumsal yapıdaki üretici demektir.
-Ucuz olduğu için düşük kaliteli Uzakdoğu ürünlerine yönelmek tehlikeye davetiye çıkarmak anlamına gelir.
-Bir ürünün sağlığa zararlı maddeler içerip içermediği ancak yetkin laboratuvar ortamlarında yapılan testlerle anlaşılabilir.
-TSE ürün belgesi, o ürünün standarda uygun olduğunun ve istenilen şartlarda üretildiğinin göstergesidir.
-Oyuncak ve kırtasiye ürünleri satın alınırken, ürünün fiyatı değil, geçtiği testler ve sahip olduğu belgeler, alıcı için kriter olmalıdır.
-Kokulu ürünler ile yiyecek şeklindeki ürünler çocuklara verilmemelidir.

-Oyuncak ürünlerinde TS 5219 EN 71-3 Oyuncak Güvenliği Bölüm:3 Bazı Elementlerin Göçü standardında verilen limitlerin üzerinde ağır metal olmamalıdır.
-Yumuşatılmış oyuncaklarda fitalat gibi sağlığa zararlı maddeler limitlerin üzerinde olmamalıdır.
-Özellikle Çin’den gelen oyuncakların fiyatları, oyuncağın yapıldığı plastik hammadde fiyatının yarısına eşittir. Bu durum ancak plastik oyuncak maddelerinin içinde geri kazanılmış her türlü ağır metalin olduğu ikincil plastiklerin katılması ile mümkündür. Ucuz alacağız diye çocuklarımızı riske etmemeliyiz.
-Yüz boyası, dövme kalemi gibi deri üzerine uygulanan kozmetik ürünlerde dermatolojik testlerden de geçmiş, güvenilir markalar tercih edilmelidir. Parmak boyası ve oyun hamuru gibi daha küçük yaş gruplarının kullandığı, ağıza götürülme olasılığı yüksek ürünlerde de güvenilir markalardan şaşılmamalıdır.

-TS EN ISO 9001 Kalite Yönetim Sistemi Belgesine sahip firmalar tercih edilmelidir. Çünkü bu firmalarda standardın gereği, ürün güvenliği için öncelikli olarak hammadde tedarikçilerinin titizlikle seçilmesi gerekmektedir.
-Kırtasiye malzemeleri alırken mutlaka TSE damgalı ve yaş grubuna uygun ürünler tercih edilmelidir.
-Uzakdoğu’dan gelen markasız, boyalı ve plastik baskılı okul çantaları, mataraları tercih etmeyin.
-Özellikle yoğun boya kokusu içeren, plastik baskılı beslenme çantası ve matara almayın. Ürünün üzerinde sağlığa zararlı olmadığını belirtir ibareleri arayın.
-Solvent içermeyen yapıştırıcıları tercih edin.
-Tüketiciler için standartlara uygun ve kaliteli üretimin simgesi olan TSE Markası, üreticilerimiz için de ucuz ve düşük kaliteli Uzakdoğu ürünlerine ve “merdiven altı üretim”lere karşı rekabet gücünü artıran, halka güvenli ürün sunma imkanı veren bir unsurdur. Ancak maalesef eğitim malzemeleri sektöründe faaliyet gösteren firmaların birçoğunun bu standartlara uygun ürün üretmekle ilgili bir kaygı taşımadığı görülmektedir. Eğitim ve öğretim malzemeleriyle ilgili standartlar gönüllülük esasına dayalı olduğundan, firmalar ürünlerini belgelendirme konusunda çok istekli davranmamaktadır.

Tüketicilerimizin standartlara uygun ve kaliteli ürün satın alma konusunda gösterecekleri hassasiyet, üretici firmaların bu doğrultuda hareket etmesini sağlayacak zorlayıcı bir unsur olacaktır.
Yeni eğitim-öğretim yılına başlarken çocuklarımızın sağlığını için tüm velilerimize TSE Markalı ürünleri tercih etmeleri çağrısında bulunuyorum.”