PRP Tedavisi ve PRP Kitlerin Etkinlik Bazında Değerlendirilmesi

Bilindiği üzere; plateletler – veya diğer adıyla trombositler—vücudumuzdaki hasarlı dokuların onarımını ve doğal hallerine dönmelerini sağlamak için gerekli olan “büyüme faktörlerini” yapısında barındıran kan bileşenleridir.

Dokularımızda herhangi bir hasar oluştuğunda kanımız plateletleri bu dokuya toplayarak bir onarım süreci başlatır, PRP Kiti uygulamasının amacı ise bu hedef dokuya kan dolaşımı ile taşınabilecek plateletten çok daha fazla plateleti tek seferde verebilmektir. Böylece hasarlı dokunun onarımı da daha hızlı ve etkin bir şekilde başlatılır. PRP ile edilen platelet yoğunluğu, kandaki standart platelet yoğunluğundan 2 ila 4 kat daha fazladır.



PRP tedavi kiti uygulaması hücresel tedavinin uygulama alanlarından yalnızca biridir. Yeni bir yöntem değildir; dental (diş) implantlarla başlayan uygulama alanları; Estetik tıp, ortopedi, iyileşmeyen yara tedavisi gibi alanlarda hızla yayılmaktadır. Son dönemlerde ise kronik ağrı tedavisinde, tendon hasarlarında, romatizmal yakınmalarda PRP kullanımına ait çeşitli bilimsel çalışmalar yapılmıştır ve PRP uygulamasının bu alanlarda kullanımının olumlu etkileri saptanmıştır.

Ülkemizde PRP uygulamalarında her zaman aynı verimlilikte sonuçlar alınamamakta ve hasta memnuniyeti sağlanamamaktadır. Bunun temel nedeni ise maalesef Türkiye’de PRP kit olarak piyasaya sunulan son derece kalitesiz, denetimsiz ürünlerin varlığıdır.

PRP tüpler içerisinde kanın etkin bir şekilde ayrışmasını sağlayacak, mümkün oldukça fazla plateleti plazma kısmında toplayacak nitelikte bir ayrıştırıcı jel (seperator jel) ve antikoagülan madde bulunmaktadır. Ayrıca CACl, batroksobin veya trombin gibi maddelerin ilavesi ile de PRP tedavileri yapılmaktadır. Bu maddelere de aktivatör denmektedir. Ne var ki, son dönemde yapılan bilimsel çalışmalar göstermiştir ki bu tarz aktivatörlere ihtiyaç duyulmamaktadır; klinik çalışmalar neticesinde 3 aylık dönem sonucunda tedavi sonuçları bakımından herhangi bir farklılık görülmediğini ileri süren çalışmalar bulunmaktadır. Etkin bir PRP uygulamasından 2 hafta sonra etkileri gözlemlenmeye başlar, 2. Ay sonunda oldukça belirgin hale gelir ve iyileşme 6. Ayın sonuna kadar devam eder. PRP ile elde edilen plazmaya CaCl ilavesi ile dolgu etkisi de sağlanabilmekte ayrıca ortopedik rahatsızlıkların tedavisinde CaCl ilavesi ile daha verimli sonuçlar alınmaktadır. Yine hyaluronik asit içeren PRP tüplerde bulunmaktadır; PRP ve dolgu tedavisi birlikte sunulabilmektedir.

PRP Kitlerde kaliteyi belirleyen temel faktör ayrıştırıcı jelin polimerik yapısıdır, silikon bazlı, alkil metil akrilat bazlı ve alkil akrilat krospolimer bazlı çeşitli ayrıştırıcı jeller üretilmektedir. Bunların bazıları kanserojen olabileceği gibi maalesef etkin bir ayrıştırma sağlayamadığından başarılı bir tedavi de sunamamaktadır. PRP Kit seçiminde ilgili ürünün üretici bilgileri, üretildiği ülkedeki sağlık bakanlığı onayları, kalite-yeterlilik belgeleri, (CE-EC yada FDA onayı, Class IIb kapsamı ), var ise klinik çalışmaları, biyouyumluluk ve toksisite testleri mutlaka incelenmelidir. Ne yazık ki içerisinde ayrıştırı jel bile bulundurmayan, sadece antikoagülan olarak tri-sodyun sitrat içeren basit laboratuvar tüpleri de PRP tüp olarak sunulmakta ve uygulanmaktadır. Tabi ki bu tarz ürünler ile başarılı bir tedavi elde edilemediği gibi maalesef enfeksiyon riski de bulunmaktadır.

Etkin bir PRP uygulamasından 2 hafta sonra olumlu etkiler gözlemlenmeye başlar, 2. Ay sonunda oldukça belirgin hale gelir ve iyileşme 6. Ayın sonuna kadar devam eder. Aynı bölgede 2. Bir PRP uygulamasına ihtiyaç duyulur ise, minimum 1 ay sonra tekrarlanmalıdır.
Oldukça farklı PRP tüp ya da kit piyasada bulunmaktadır; bazılarında haftada 1 seans -15 gün de 1 seans ya da ayda 1 seans uygulama önerilmektedir,, minimum 4 yada 6 seans gerekmektedir diye protokoller sunulmaktadır. Bazılarında tek seansta 9 cc kan alımı yeterliyken, bazılarında 20 cc bazılarında minimum 40 cc kan alınması gerektiği yönünde bilgilendirmeler yapılmaktadır.

Ancak DPG PRP Kiti ile gerçek ve başarılı bir PRP tedavisi; sık uygulamalar ve tek seansta yüksek miktarda kan alımını gerektirmez. Kaliteli bir PRP tüp özel polimerik ayrıştırıcı jeli sayesinde mümkün olduğunca az kandan; kısa sürede maksimum derecede, oldukça yüksek konsantrasyonda platelet elde edilmesini sağlar. Hasta ve doktor açısından kolaylık sağlar ve başarılı tedavi sonuçları ile üst düzeyde memnuniyet sunar.

Ayrıca PRP ile elde edilen plazmaya CaCl ilavesi ile dolgu etkisi sağlanabilmekte, yine ortopedik rahatsızlıkların tedavisinde CaCl ilavesi ile daha verimli sonuçlar alınmaktadır.

Etkin PRP Tedavilerinde, PRP uygulaması öncesi ilgili dokuda, kan dolaşımını hızlandırması ve ilgili plazmanın etkin dağılımını arttırmak adına dermaroller uygulaması (mikroiğneleme tedavisi) önerilmektedir. PRP uygulamaları yine mezoterapi ile kombine edildiğinde oldukça güzel sonuçlar alınmaktadır. PRP uygulamasından 15 gün sonra; haftada 1 seans olacak şekilde 4-6 seanslık mezoterapi tedavisi ile desteklenmesi (özellikle saç ve antiaging amaçlı uygulamalarda) önerilmektedir.

Ayrıca saç ekimleri, öncesinde ve sonrasında PRP tedavileri ile desteklendiğinde, daha güçlü ve sağlıklı saçlar elde edildiği bilinmektedir.