Metal Gear Solid V: The Phantom Pain, Yılın Oyunu Olmaya Aday

Japon oyun devlerinden Konami, hayli başarılı Silent Hill, Castlevania ve elbette Metal Gear serisi oyunlarla adından söz ettiriyor. Firmanın gizlenerek düşman temizleme odaklı Metal Gear serisi 1987'den beri bizlerle ve aslında Metal Gear adı verilen süper silahın ele geçirilmesini konu alıyor.



Solid Snake adlı ana karakterin ve sonradan eklenen diğer karakterlerin etrafından gelişen maceralarla seriye çok sayıda oyun eklendi. Neredeyse 30 senelik bir seri olduğundan yirmiye yakın platforma hitap eden yirmiden fazla oyun sunuldu.
2003 başında sunulan MGS2'den sonra PC yerine konsollara ağırlık verildiğinden PC oyuncuları yeni bir Metal Gear oyunu oynayabilmek için on seneden fazla beklediler.
2014 başında en sonunda Metal Gear Solid: Revengeance ile PC oyuncularının yüzü gülmüştü. Oyun epey beğeni kazanınca hızlı biçimde devamı geldi. Geçen sene sonunda sunulan bir sonraki oyun Metal Gear Solid V: Ground Zeroes, bir anlamda Metal Gear Solid: V Bölüm 1 olarak gelmişti yani bugün incelediğimiz son oyun Metal Gear Solid V: The Phantom Pain’in hazırlığını yapmıştı. MGS V: Ground Zeroes da çok beğeni görünce Metal Gear Solid V: The Phantom Pain için ciddi bir bekleyiş başlamıştı.
Beklenen an sonunda geldi. Şimdiden belirtelim 64-bit işletim sistemi, en az 4 GB RAM bellek ve DirectX 11 destekli bir ekran kartı şart.




Kaldığımız Yerden Devam
Gizlilik odaklı aksiyon-macera oyununda açık dünya deneyimi sizleri bekliyor. Geliştiriciliğini Kojima Productions’ın yaptığı ve Hideo Kojima tarafından geliştirilmiş son bölümü PC dışında PS3, PS4, Xbox 360 ve XO kullanıcıları oynayabiliyor. Afganistan ve Afrika’da geçen maceralarda bir kısa olduğu sıklıkla vurgulanan önceki oyun Ground Zeroes’un kaldığı yerden devam ediliyor. Bu oyunun bitişiyse serinin ilk oyunu olan Metal Gear’e bağlantı kurmuş oluyor. Oyunun şu sıralar son derece popüler olmasının nedeni tüm incelemelerden neredeyse mükemmel sonuçlar almış olması, çoğu editör ve oyuncu tarafından serinin en iyi oyunu olarak görülmesi. Dokuz yıl komada kaldıktan sonra uyanan ve Kiefer Sutherland tarafından seslendirilen Big Boss adlı karakteri kontrol eden oyuncular açık dünya ortamında geniş bir özgürlüğe sahip. Oynayış tarzı açısından bir önceki oyun Ground Zeroes’daki genel yapı sürüyor yani tabanca, tüfek, bombalarımız olsa da daima gizlenerek düşman temizlemek ön planda. Bu geniş oyun dünyasında araba, motosiklet, tank, at gibi ulaşım seçenekleri sunuluyor. Yeri geldiğinde helikopterle yardım istenebiliyor. Yapay zeka şeklindeki yardımcı karakterlerse Quiet, D-Horse, D-Walker ve D-Dog. İşin ilginci bu karakterlerle geliştirdiğiniz ilişkilere bağlı olarak yetenekleri ve yardım kapasiteleri değişiyor.




Oyuncu Özgürlüğü
Her ne kadar gizlilik teşvik ediliyor olsa da çoğu görevi farklı biçimlerde gerçekleştirme imkanı var. Sessizce gizlenerek temizleme, helikopterle saldırı, sniper silahıyla uzaktan vurma, konvoya patlayıcı yerleştirip imha etme gibi seçenekler kullanılabiliyor. Konami açıklamasına göre The Phantom Pain ile gelen oyun alanı, Ground Zeroes’a kıyasla iki yüz kat daha geniş. Görevler sırasında kimi zaman benzer işlemleri tekrarlamanız gerekiyor. Hem klavye, hem de kontrolcüyle akıcı biçimde oynanabilen oyunun iyi biçimde optimize edildiği ortada. Çok yeni olmayan bir sistemle oynasanız bile akıcı bir deneyim elde edilebiliyor. Seriye yabancı olanlar için ilginç bir durum geçerli çünkü hem geçmiş, hem de geleceğe bağlantılı olaylar gerçekleşiyor. 1980’li yıllarda geçen oyunda içerik bolluğu söz konusu. İstatistiklere göre oyun süresi en az 35 saat civarında ve yan görevleri de tamamlayanlar 65 saatte bitirebiliyor. Yüzde 100 başarımla bitirmek içinse 125 saatten fazla süre adamak gerekiyor ki hiç de kötü bir durum değil. Görseller son derece başarılı ve başladığınız andan itibaren oyunun başından ayrılmak istemiyorsunuz. Buna rağmen performans son derece akıcı ve daha da iyisi 1080p kalitesinde 60 fps akıcılığında deneyim elde etmek sorun değil. Oyundaki hikaye hayli derinlemesine ve gizemlere, unutması güç karakterlere sahip.




"Yılın Oyunu" Diyebiliriz

Gerçekten de her anlamda ideal noktayı yakalamış olan oyun müzikler açısından da başarılı. Oyun sırasındaki yapay zeka sofistike ve yerinizi tespit eden bir nöbetçi kolay kolay peişini bırakmıyor. Düşmanlar saldırı şeklinize göre önlem alıp daha iyi korunabiliyor. Yeri geldiğinde esprili davranışlar da sergileyen MGS: The Phantom Pain’in elde ettiği olumlu değerlendirmelerden sonra Konami’nin attığı açık dünya adımında son derece başarılı olduğunu söylemek doğru olur. Balonlar kullanarak düşmanları kandırma gibi ilginç detaylar da içeren oyunda gece ve gündüz geçişleri, dinamik hava durumu gibi detaylar eksik edilmeyerek gerçekçi bir deneyim sunuluyor ve oyuncu içine çekiliyor. Bu yüzden çöl fırtınası koptuğunda gizlenmek kolaylaşıyor ama hava yardımı alınamıyor. Geceleri de gizlenmek daha kolay ama nişan almak gündüze kıyasla daha zor. Daha önceki oyunlardaki bir filmi izliyormuşcasına akışa ayak uydurmanın yerini oyuncu seçimleri alıyor yani operasyondaki hangi adımların hangi sıralarla atılacağına siz karar veriyorsunuz. Oyunda ilerledikçe daha fazla seçeneğin kullanılabilir hale geldiğini de ekleyelim. Bu noktada Mother Base adlı karargah destek sağlıyor. Çok oyuncu tarafındaysa yeni Metal Gear Online seçeneği sene başında PC kullanıcılarına sunulacak. İkinci seçenekse Mother Base karargahını geliştirme odaklı. Malzemeleri diğerlerinden çalma ve kendi merkezini koruma odaklı bir çekişme geçerli.




89 TL: https://store.steampowered.com/app/287700
81 TL: https://www.aralgame.com/kampanya/me...e-phantom-pain

PUAN
: 97
Geliştirici: Kojima Productions
Dağıtıcı: Konami
Platform: PC, XO, PS4, Xbox 360, PS3

PCnet