Kötülüğün romanı


Grass'ın ölümünden sonra ünlü romanı Teneke Trampet'in Türkçe'de yeni baskısının yapılmadığı gündeme gelmişti. Yeni bir çevirisi çıkan bu romanında ve diğer kitaplarında yazar, dünyanın ve insanlığın durumunu grotesk bir anlatımla dile getiriyor.


TENEKE TRAMPET
Günter Grass
Akılçelen Kitaplar
2015, 727 sayfa, 29 TL.

Çağdaş Alman edebiyatının en büyük yazarlarından Günter Grass'ı bu yıl içinde kaybetmiştik. Ölümünün ardından yazılanları okuyanlar fark etmişlerdir; Grass'ın seveni çok olmakla birlikte kitaplarının -özellikle başyapıtı sayılan Teneke Trampet'in- yeni baskısı yoktu. Bu tuhaf çelişki geçtiğimiz günlerde biraz olsun giderildi ve Teneke Trampet'in yeni edisyonu okuyucularla buluştu.






Türkiye'de talihsiz bir seyri var Grass kitaplarının. Öyle ki dünyaca tanınmış bir yazar olmasına rağmen ülkemizdeki ününü edebiyata değil sinemaya borçludur. Doğrusunu söylemek gerekirse benim de Grass'la tanışıklığım sinema sayesindedir. 80'li yıllardı... O sıralarda edebiyat yazıları yazmaya yeni başlamıştım, dünya edebiyatı hakkında bir miktar malumat sahibiydim ama Grass'ı okumamıştım. Zaten Türkiye'de çok bilinen bir yazar değildi. Şimdi geriye dönüp arşivleri karıştırdığımda, Alman Kültür Derneği tarafından 1964 yılında yayımlanan "On Dakika Sonra Buffalo" adlı tiyatro oyunu ve 1972 yılında Cem Yayınevi'nin hazırladığı Teneke Trampet romanı dışında hiç bir kitabının Türkçe'ye çevrilmediğini görüyorum. 1959'da yazdığı Teneke Trampet'in- neden onca yıl çevrilmediği, çevrilmesinden sonra 70'ler boyunca neden öne çıkmadığı ayrı bir tartışma ve yazı konusu olmalı. Diyeceğim o ki 80'lerin başında Grass Türkiyeli okurlar için 'bildik' bir yazar sayılmazdı, ta ki Teneke Trampet filmi gösterime girene kadar....


Teneke Trampet'te Oskar Matzerath'ın yaşam öyküsünü kendi ağzından aktarır Grass. Akıl hastahanesine kapatılmış kambur bir cüce olan Oskar, hayat hikayesini anlatmaya ellili yıllarda başlar. Otuz yaşındadır. Anlatı bir yandan Oskar'ın akıl hastahanesinde geçireceği iki yılı, diğer yandan Oskar'ın bakış açısından 20. yüzyılın ilk yarısını izleyerek akarken savaş öncesi, savaş yılları ve savaş sonrası Almanyası'nın toplumsal bir panoramasını sergiler.


Oskar'ın tuhaflığı doğumundan önce başlar. Annesinin karnındayken fark etmiştir dünyanın çirkinliğini. Üç yaşına geldiğinde yetişkinlerin yalana ve çıkarlara dayalı dünyasına katılmak istemeyen küçük çocuk fiziksel gelişimini durdurmaya karar verir. Dünyaya yönelik protestosunu trampetini çalarak gösterecektir. Daha da sıkıştığı, bunaldığı anlarda trampetine çığlığını da ekler. O çığlık ki camları parçalayacak kadar şiddetlidir. Bir süre sonra evinden ayrılır, savaşın tarumar ettiği kentlerde -hep çocuk haliyle- kendi yolunu bulmaya çalışır. Yeniden büyüme başlaması babasının ölümünden sonra olacak, yirmibir yaşına gelen Oskar yetişkinlerin dünyasına adım atacaktır. Ancak bu kez sakata bedeni izin vermez o dünya ile bütünleşmesine. Sona gelindiğinde suçsuzluğu anlaşılan ve hastahaneden taburcu edilen Oskar gelecekle ilgili endişeler içerisindedir...

Görünenin ardındaki kirlilik
Çok iyi bir edebiyat uyarlaması olmasına rağmen filimden çok daha etkileyici bulmuştum romanı. Şaşırmıştım. Böylesine çıplak gerçeklere değinen, siyasi ve toplumsal derinliğe sahip bir anlatının böylesine modernist eğilimler barındırmasına alışkın değildim.
Latin Amerika'nın 'büyülü gerçekçilik' dediğimiz tarzına yaklaşan Teneke Trampet bu tarz meseleleri dillendiren toplumcu romanlardan biçim açısından çok farklıydı. Evet, Nazizmin yükselişi, şiddet, acımasızlık, umarsızca yaşayan insanlar, bir avuç direnişçi, hepsi yerli yerindeydi ama bütün bunları henüz üç yaşındayken hayattan tiksinerek anne rahmine dönmek isteyen, dönemediğinde büyümesini durduran, çevresindeki olaylara trampeti ve haykırışlarıyla müdahale eden bir çocuk karakterin bakış açısından anlatıyordu Grass. Görünenin ardındaki kirliliği, bayalığı, toplumun suç ortaklığını teşhir etmek için satirik anlatımın bütün imkanlarını kullanmış, kah alaya almış, kah parodi yapmış, kah karikatize etmiş ve sonunda kahramanlık peleriniyle dolaşan Nazizmin bayağılığını ortaya çıkarmıştı.

Böyle bir anlatım tarzı Grass'ın dünya görüşünün edebiyattaki yansımasıdır. Dünyanın gidişatından duyulan rahatsızlığın, bir önceki çağın kazanımlarının ve ideallerinin sonuna gelindiğinin, insanoğlunun ahlak ve moral değerler açısından boşluğa düştüğünün ifadesidir bu. Grass sadece Teneke Trampet'te değil diğer romanlarında da dünyanın ve insanlığın geldiği bu durumu grotesk bir anlatımla vermeye çalışır. İçinde yaşadığı çağın -Yıldız Ecevit'in deyişiyle- "gerçeğini, geleneksel gerçekçi yazarların yaptığı gibi, ona 'ayna' tutarak yansıtmaz (...) gerçeği, kendi biçim ögeleri ve şok edici motifleriyle 'mikroskop' altına koyar." Vaat edilen maddi ve manevi çıkarlar adına Nazizme destek olan, en azından sesini çıkarmayan Alman halkını temsil eden roman kahramanı Oskar elbette büyümeyen, zihinsel ve duygusal yönlerden gelişemeyen bir çocuktur; hem kötü ruhludur hem de bir savaş suçlusu...

A. Ömer TÜRKEŞ - Radikal