PDA

Orijinalini görmek için tıklayınız : Mit Tırlarındaki Silahlar, Erdoğan Hakkında 'Vatana İhanet' Suç Duyurusu



erkolay
29.Mayıs.2015, 20:13
Can DÜNDAR'ın Genel Yayın Yönetmeni Olarak İmza Attığı Mit Tırlarındaki Silahlara İlişkin Haber

"İlaç taşıyordu" dediler. "Türkmenler'e yardım götürüyordu" dediler. Silah iddiasını ısrarla reddettiler. TIR'ı durduran savcıyı, arayan jandarma komutanını gözaltına aldılar. Ama sonunda MİT'e ait TIR içinde Suriye'ye götürülen silahların görüntüleri ortaya çıktı.

Cumhuriyet Gazetesi'nde Can DÜNDAR ve ekibinin cesur ve sansürsüz habercilik farkı ile ortaya çıkarılan görüntüler.



https://www.cumhuriyet.com.tr/Archive/2015/5/28/286899_resource/boyledurdurdular.jpg



19 Ocak 2014 tarihinde Adana'da ihbar üzerine çevrilen ve içinde Suriye'ye götürülen silahlar olduğu söylenen TIR'ın savcılık dosyasındaki görüntülerine Cumhuriyet ulaştı.

MİT'e ait olduğu söylenen TIR'larda, iktidarın ısrarla yalanladığı silahların ve mühimmatın bulunduğu ve üç kamera tarafından görüntülendiği ortaya çıktı.



Jandarma görevlileri eşliğinde, savcının nezaretinde kapakları açılan çelik kasalardaki havan, top mermisi ve ağır makineli tüfek mermilerinin üstünün, antibiyotik dolu kutularla kapatıldığı anlaşıldı.


Nasıl durdurulmuştu?
Hatırlanacağı gibi, 11 Mayıs 2013 tarihinde Reyhanlı'da bomba yüklü iki aracın patlaması sonucu 52 kişi ölmüş, bu olay, "Cumhuriyet tarihinin en kanlı terör eylemi" olarak kayda geçmişti. O günden sonra bomba yüklü araçların sınırdan geçebileceği kaygısıyla gümrüklerde teyakkuza geçirilmiş ve ihbarlar başlamıştı.


1 Ocak'ta Hatay'ın Kırıkhan ilçesinde benzer bir ihbar üzerine bir TIR polis ekiplerince durdurulmuş, valiliğin devreye girmesiyle arama yapılması engellenmişti. TIR'ın yükü, tutanağa "insani yardım malzemesi" olarak geçerken, CHP'liler TIR'da silah bulunduğunu iddia etmiş, MİT ve hükümet kontrolünde Suriye'ye silah ve mühimmat sevk ettiğini söylemişlerdi.


Herkes işini bilecek
Gümrük Bakanı Hayati Yazıcı, "Suriye'ye giden her şeyi x-ray'den geçiriyoruz. Bu durumun bizimle ilgisi yok" derken, o gün göreve başlayan ve Meclis'te yemin eden İçişleri Bakanı Efkan Ala, TIR'da Türkmenler'e giden yardımlar olduğunu iddia etmiş ve gazetecileri tehdit etmişti:

"Herkes işini bilecek. Siz TIR'ın içini biliyor musunuz?"


Silah çekmişlerdi
Bu olaydan 18 gün sonra, bu kez 3 TIR yine ihbar üzerine Adana Ceyhan Sirkeci gişelerinde, jandarma tarafından durdurulmuştu. TIR'lara eşlik eden MİT görevlileri, sonradan gelen çevik kuvvet polisleri ve Adana İl Jandarma Komutanı'nın emrindeki 250 kişilik jandarma görevlileri arasında büyük gerginlik ve restleşme yaşanmış, karşılıklı silahlar çekilmişti.


TIR'ların aranması için izin veren Adana Cumhuriyet Savcısı Aziz Takçı, daha sonra mahkemede verdiği ifadede, olay yerine gittiğinde MİT görevlisi olduklarını iddia eden, hırpani tipli ve kirli sakallı birkaç kişinin bağırıp çağırdığını, küfür ettiklerini söylemişti.


İldeki mülki makamların, MİT bölge başkanının ve kolluk birimlerinin bilgisi dışında seyahat ettiği ortaya çıkan TIR'lar, savcının talimatı doğrultusunda Seyhan İlçe Jandarma Komutanlığı'na çekilmek istenmiş, bu sırada MİT personeli, araçlarını TIR'ların önüne kırarak bunu engellemeye yeltenmiş, şoförlerden anahtarları alarak araziye atmış ve TIR'ların hareketine engel olmuşlardı.


'Ağzına kadar silah'

Savcı Takçı, yaşananları şöyle aktarmıştı:
"Gidip malzemelere baktım. Ağzına kadar çakılı silah ve mühimmatı ben de gördüm. Olay yerine gelen jandarmaya, bunları tespit etmelerini, görüntülerini ve numaralarını almalarını söyledim. Bu esnada Adana Valisi Hüseyin Avni Coş ve Emniyet Müdürü, yaklaşık 300-400 kişilik özel harekât ve çevik kuvvet polis ekibi ile olay yerine geldi. Konuyu çözmek için Adana Valisi ile görüştük. Bana bu TIR'ların MİT'e ait olduğunu, bırakılmaları için ölümüne her şeyi yapacağını, Sayın Başbakan'ın (Erdoğan'ın) arayıp 'Bu konuda yasa çıkaracağız, savcı bunları bıraksın' mealinde sözler söylediğini, aynı şekilde İçişleri Bakanı'nın da kendisini aradığını söyledi."


Bu uyarılar üzerine TIR'lardaki malzemeler hakkında bir işlem yapılamamıştı.


Devlet sırrıydı

Olaydan sonra önce hükümet cephesi, TIR'lardaki malzemenin "devlet sırrı" olduğunu söylemiş, Başbakan Erdoğan malzemenin Türkmenler'e gittiğini iddia etmiş, ancak Türkmenler, kendilerine bir şey gelmediğini açıklamıştı.

Ahmet Davutoğlu ise "birileri"nin, Milli İstihbarat Teşkilatı'na "kumpas" kurmaya kalkıştığını, "Bunun hesabının sorulacağını" söylemişti.


Buna karşın, AKP'nin Siirt milletvekili adayı Yasin Aktay, geçenlerde, TIR'ların içinde silah bulunduğu iddialarını doğrulamış, "Onlar Özgür Suriye Ordusu'na gidiyordu" demişti.


GÖRÜNTÜLERDE NE VAR?
Cumhuriyet'in ulaştığı görüntüler, MİT'e, jandarmaya ve polise ait olduğu tahmin edilen üç ayrı kamera tarafından tespit edilmiş.


TIR'ların durdurulmasından sonra, askeri araçların ve jandarmanın, çevreyi kontrol altına aldığı görülüyor. Olay yerine getirilen patlayıcı eğitimi almış köpeklerin havlamaları duyuluyor.


Savcılığın talimatıyla TIR'lara el koyan görevliler, ellerinde eldivenler olduğu halde 3 TIR'daki toplam 6 ayrı çelik konteynırın vidalarını kerpetenlerle sökmeye başlıyor.


Savcının nezaretinde çelik kapaklar açıldığında, altından karton kutular çıkıyor. Üzerinde "Dikkat kırılır" damgası bulunan kutulardaki kolilerde ilaç paketleri olduğu görülüyor. Çoğu antibiyotik olan bu ilaçlar da kameralarca tespit ediliyor.


Ancak asıl sürprizin, ilaç paketlerinin altında gizlendiği anlaşılıyor.
Kutular kaldırılınca, altına dizilmiş havanlar ortaya çıkıyor.


Görevliler çelik kasaları açıp saymaya başlıyor:
3 TIR'daki 6 kasadan, toplam 1000 adet 100mm'lik top mermisi, 50 bin adet makineli tüfek mermisi, 30 bin adet ağır makineli tüfek mermisi (12.7 mm) ve 1000 adet havan mühimmatı çıkıyor ve bunlar kayıt altına alınıyor.


Bazı mühimmatın üzerindeki tahta kutularda "Tripoli" yazdığı görülüyor.


Savcılık talimatı ile alınan numuneler, jandarma kriminal laboratuvarında inceleniyor ve mühimmatın Rus menşeli olduğu ve eski Doğu Bloku ülkelerinden temin edildiği ve herhangi bir çarpışma anında infilak etme riski taşıdığı ortaya çıkıyor.


Herhangi bir kaza anında bir şehri uçurabilecek malzemenin, hükümetin gizli bir operasyonuyla, devletin ilgili birimlerinden habersiz sınırdan geçirilmeye çalışıldığı böylece anlaşılıyor.


SONRA NE OLDU?
Olaydan sonra hükümet, TIR'larla Irak Şam İslam Devleti'ne (IŞİD'e) yardım için silah ve mühimmat taşındığı iddialarını ısrarla reddetti. Bu konunun soruşturulması taleplerini reddederken, skandalın ortaya çıkarılmasını sağlayan kamu görevlileri hakkında soruşturma açtırdı.


Bu çerçevede Adana Cumhuriyet Başsavcısı Süleyman Bağrıyanık, başsavcı vekili Ahmet Karaca, savcılar Aziz Takçı ve Özcan Şişman ile eski Adana İl Jandarma Komutanı Albay Özkan Çokay görevden alınarak "cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti'ni ortadan kaldırmaya veya görevlerini yapmasını kısmen veya tamamen engellemeye teşebbüs" suçundan tutuklandılar.


TIR'ları Adana'da durdurmakla suçlanan 13 askeri personel için de müebbet hapis istemiyle dava açıldı.



Can DÜNDAR - Cumhuriyet

erkolay
29.Mayıs.2015, 20:23
MİT TIR'ları Dünya Medyasında Cumhuriyet Gazetesi'nin yayınladığı MİT tırlarındaki silahların fotoğrafları Avrupa Medya'sında da günün en çok tartışılan haberi oldu.

https://www.cumhuriyet.com.tr/Archive/2015/5/29/287724_resource/1.jpg

Dünyaca ünlü Fransız gazetesi Le Monde, "Türk Cumhuriyet gazetesi Türkiye'nin Suriye'deki Esad karşıtı muhalif Cihddistler'e gönderdiği silahların görüntülerini yayınladı AKP Hükümet'inin yalanları ortaya çıktı. Gazete hakkında Istanbul savcılığınca soruşturma başlatıldı." diye duyurdu.

Le Monde gazetesinin Enternet sitesinden duyurduğu haberi aynen şöyle; Ocak 2014 tarihinde Türkiye istihbaratı MIT tarafından Suriye'deki Esad karşıtı Cihadist muhaliflere TIRl'larla silah gönderilirken Suriye sınırı yakınlarında jandarma tarafından durdurulup aranmıştı. TIR'larda yapılan aramalarda silahların olduğu ortaya çıkmıştı. Jandarmanın TIR'lara el koymasının ardından devreye Başbakan Erdoğan girerek TIR'ların serbest bırakılmasını sağlanmıştı.

Konuyla ilgili olarak Türk Hükümet'i yapmış olduğu açıklamasında TIR'larda insani yardım için Tıbbi malzeme olduğunu söylemişti. Erdoğan ise yapmış olduğu açıklamalarında paralel bir çetenin complosu olduğunu belirterek, TIR'ları durdutürarak arama yapan devlet yetkilileri hakkında soruşturma yapılacağını söylemişti. Cumhuriyet gazetesinin bugün yayınladığı fotoğraflarda Hükümet'in açıklamalarının aksine Türkiye'den Suriye'ye giden TIR'larda 80 bin adet çeşitli silah ve mühimmatların olduğu görüntüleri ortaya çıktı. Gazetenin bu yayınına Savcılık tarafından soruşturma açıldı. Süriyedeki muhalif Cihadist'lere Gönderilen bu Silahlardan Cumhurbaşkanı Erdoğan sorumlu tutuluyor.

Süleyman Tosunoğlu / Cumhuriyet Paris

erkolay
29.Mayıs.2015, 20:35
MİT TIR'ları olayında savcılar ve AKP'liler bakın ne demişti! Adana'da MİT'e ait silah yüklü TIR'ları durdurarak arama yaptıkları için "hükümeti devirmeye teşebbüs" iddiasıyla tutuklanan 4 savcının mahkeme ifadesinde çarpıcı bilgiler yer aldı.

https://www.cumhuriyet.com.tr/Archive/2015/5/28/287063_resource/SONNN.jpg

Dönemin Adana Cumhuriyet Başsavcısı Süleyman Bağrıyanık, ifadesinde, TIR'ların durdurulması üzerine dönemin Adalet Bakanlığı Müsteşarı Kenan İpek'in kendisine, "TIR'larda arama yapılırsa, aramayı yapanlar ve ben dahil hepimiz üzüleceğiz" dediğini aktardı.


Adana Savcısı Özcan Şişman "Bana olay yerindekilerin MİT görevlisi olduğuna yönelik beyanları dışında bir delil bulunmadığı, görünüşleri itibarıyla da El Kaide militanlarını andırır şekilde bulunduklarını söylediler" dedi. Şişman, bir TIR'da füze başlığı ve roketatar başlığı bulunduğuna dikket çekti.


3 TIR'da arama yaptırdığı için önce sürgüne gönderilen, ardından da hakkında soruşturma başlatılan Adana Cumhuriyet Savcısı Aziz Takçı, gazetemizden Ahmet Şık'a verdiği röportajda "Bu olayda ben ve kolluk, kanunların verdiği görev ve yetkiyi kullandık. Yaptığı iş yasal zeminde olmayan MİT'ti. Zaten bu suçluluk nedeniyle suçlarının kapatılması için sadece yasaların verdiği görevlerini yapan savcıları açığa alıyorlar, kolluk görevlilerini hukuka aykırı olarak yargılıyorlar."


AKP'liler: 'İhanet'

RECEP TAYYİP ERDOĞAN: "Ey paralel yapının savcısı, iznim olmadan MİT'e müdahale edemezsin. Bu ne cesarettir? Bu millet, bunu affetmez. Bu ihanetin, ajanlık faaliyetinin, hesabını hepsinden soracağız."


AHMET DAVUTOĞLU: "Birileri, Brüksel'e, Cenevre'ye suçlu olarak gitmemizi istedi. Suriye'deki mazlumlara yardım için giden MİT tırlarına operasyon yapma zilleti gösteren herkes hesap verecek."


EFKAN ALA: "Orada Türkmenler var. Onlara götürülen yardım. Herkes işini bilecek. Türkiye'yi Suriye'ye çevirmek istediler, ama elimizin tersiyle vurarak bertaraf ettik. MIT tırlarını durdurarak Türkiye'yi dünyaya terörist ilan etmeye çalıştılar."


HAYATİ YAZICI: "Türkiye'den Suriye'ye silah gönderilmedi. Sadece spor amaçlı yivsiz av tüfekleri ve kurusıkı ses tabancaları gönderildi."


'Yarın hükümet düşer'

Selam Tevhid soruşturmasında usulsüzlük iddiasıyla 10 Nisan'da 17 subay "Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs ve silahlı terör örgütüne üye olmak" suçlarından tutuklanmıştı. Tutuklanan Binbaşı Mehmet Fırat, MİT TIR'ları için konuşmuş ve MİT mensuplarının kendisine, "Bu TIR ağzına kadar silah dolu. Eğer açılırsa yarın hükümet düşer. Yer yerinden oynar. Dünya ayağa kalkar dediler. Altında kalırsınız, açmayın" dediklerini söylemişti. Tutuklanan Üsteğmen B.A. ise, "İncelediğimiz Mühimmat tapası ve bir adet fişek idi. İncelediğimiz malzemenin Adana'daki MİT TIR'ları ile bağlantılı olduğunu malzemeler ile ilgili raporlamadan sonraki günlerde öğrendik" demişti.



Cumhuriyet (https://www.cumhuriyet.com.tr/haber/turkiye/287063/MiT_TIR_lari_olayinda_savcilar_ve_AKP_liler_bakin_ ne_demisti_.html)

erkolay
29.Mayıs.2015, 20:41
Silahları MİT taşıdı, soruşturma Cumhuriyet'e açıldı Adana'da 19 Ocak 2014'te durdurulan Suriye'ye insani yardım taşıdığı iddia edilen MİT'e ait TIR'lardaki kasa kasa silah görüntülerinin gazetemizde yayınlanmasının ardından İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı harekete geçti.

https://www.cumhuriyet.com.tr/Archive/2015/5/29/287703_resource/1.jpg

Terör ve Örgütlü Suçlar Bürosu Genel Yayın Yönetmenimiz Can Dündar hakkında Türk Ceza Kanunu 326. ve devam maddeleri kapsamında “devlet sırlarına karşı suçlar ve casusluk” iddiasıyla soruşturma başlattı.


Dündar hakkında başlatılan soruşturmayı İstanbul Cumhuriyet Başsavcıvekili İrfan Fidan'ın yürüttüğü öğrenildi. Fidan'ın soruşturmayı Adana ve Hatay'da MİT TIR'larını durduran ve TIR'ların içindeki mühimmatla ilgili rapor hazırlayan askerlerin tutuklu bulunduğu soruşturmaya eklediği iddia edildi. Fidan'ın yürüttüğü soruşturma kapsamında “Selam Tevhid” soruşturmasında usulsüzlük yapıldığı iddiasıyla Jandarma Kriminal görevlileri ve muvazzaf askerlerin de bulunduğu 17 subay tutuklanmıştı. Tutuklu bulunan askerler ise silah taşıyan TIR'ları durduran, ihbar eden ve mühimmatlarla ilgili rapor hazırlayan subaylardı.


Fidan'ın Selam Tevhid soruşturmasında usulsüzlük yapıldığı iddiasıyla 22 Temmuz 2014'ten itibaren yürüttüğü soruşturma kapsamında eski İstanbul Terörle Mücadele Şube Müdürü Yurt Atayün'ün de aralarında bulunduğu 11 emniyet görevlisi tutuklanmıştı. Şubat 2015’de düzenlenen ikinci operasyonda, “terör örgütü kurmak ve yönetmek”, “kurulan örgüte üye olmak”, “terör örgütünün faaliyeti kapsamında siyasal veya askeri casusluk”, “Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs” suçlarından 17 kişi tutuklanmıştı. Operasyon kapsamında Fethullah Gülen ve Emre Uslu hakkında da yakalama kararı çıkarılmıştı. Son olarak 10 Nisan'da aynı soruşturma kapsamında MİT TIR'larını durduran askerlerin de aralarında bulunduğu 17 subay tutuklanmıştı.


Başsavcılık açıklaması
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı konuya ilişkin açıklamasında ise, İstanbul'da yürütülen ve Adana Cumhuriyet Başsavcılığı’nın yetkisizlik kararı ile İstanbul'daki dosyayla birleşen dosya kapsamında yardım faaliyetinin herhangi bir terör örgütüne ya da yasal olmayan herhangi bir oluşuma yönelik yapıldığına dair bilgi, belge, delil ve emare olmadığı öne sürüldü. Soruşturmanın şüphelileri tarafından MİT mensuplarının telefonlarının sahte isimle dinlenildiği belirtilerek, “Öğrenilen yardım faaliyetinin planlanan kurgu çerçevesinde Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin terör örgütlerine yardım ettiği algısı oluşturmak amacıyla tertibat alınmakta, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ne sahte ihbar ve sahte delillerle tuzak kurularak gerçeğe aykırı biçimde oluşturulan kurgu doğrultusunda arama kararına yazılan sahte ibare ile yardım TIR’ları durdurulmakta ve aranmaya çalışılmaktadır” denildi.


Bilgi belge yok
İstanbul'da yürütülen ve Adana'dan yetkisizlikle İstanbul'a gelen soruşturma kapsamında söz konusu görüntülere ilişkin hiçbir bilgi ve belge olmadığını öne süren savcılık, “Bütün bu sebeplerle TCK’nın 327-328 ve 330’uncu maddeleri ile 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu’nun 6 ve 7’inci maddeleri uyarınca devletin güvenliğine ilişkin bilgileri temin etme, siyasi ve askeri casusluk, gizli kalması gereken bilgileri açıklama, terör örgütünün propagandasını yapma suçlarından söz konusu yayınları yapanlar hakkında Cumhuriyet başsavcılığımızca soruşturma başlatılmıştır” denildi.


Savcı “kurgu” dedi
Soruşturmayı yürüten Fidan, Sulh Ceza Hakimliği'nden gazetenin internet sitesinde yer alan MİT TIR'larındaki silah görüntülerine ve fotoğraflarına erişimin engellenmesini talep etti. Fidan, internet sitelerinde yer alan fotoğraf ve görüntülerin “Türkiye Cumhuriyeti Devletini ulusal ve uluslararası yararları, milli güvenliği” bakımından sakınca doğuracak mahiyette bulunduğunu kaydetti. Fidan, Türkiye Cumhuriyeti Devletini sahte ihbar ve sahte delillerle tuzak kuran tutuklu şüpheliler tarafından gerçeğe aykırı olarak oluşturulan “kurgu” doğrultusunda yapıldığını savundu. Fidan, Milli güvenlik ve kamu düzeninin korunması, suç işlenmesinin önlenmesi bakımından gecikmesinden sakınca bulunan acil yayınlar kapsamında, içeriğinin erişimine engellenmesinin, aynı mahiyetteki yayınların içeriklerinin engellenmesine ve içeriğinin yayından çıkarılmaması halinde ilgili sitelere erişimin tamamen engellenmesini istedi. Talep İstanbul 8. Sulh Ceza Hakimliği tarafından kabul edildi.


Gün boyu toplantı
Soruşturmayı başlatan Terör ve Örgütlü Suçlar Bürosu Başsavcıvekili Orhan Kapıcı ve soruşturma savcısı İrfan Fidan gün boyu savcılarla toplantı halindeydi. Sosyal paylaşım sitesi Twitter'da operasyonlar kapsamında açıklama yapan Fuat Avni, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Cumhuriyet'e ve Can Dündar'a kin kustuğunu kaydederek, Erdoğan'ın Ankara savcılarından Serdar Coşkun'a 'Bunlara casusluk soruşturması da açılsın' dediğini öne sürdü. Fuat Avni, “Serdar Coşkun, 'casusluk soruşturması açılsın' diye İstanbul Başsavcısıyla görüştü. Her şey hazır, Yezid'in onayı bekleniyor” dedi.



Cumhuriyet (https://www.cumhuriyet.com.tr/haber/turkiye/287703/Silahlari_MiT_tasidi__sorusturma_Cumhuriyet_e_acil di.html)

erkolay
29.Mayıs.2015, 20:47
Neden yayımlıyoruz?

Patlaması halinde bir şehri yok edecek kadar çok silah,

bu ülkenin hava limanına gizlice indiriliyorsa,

O silahlar TIR'lara yüklenip bu ülkenin şehirlerinden, topraklarından, sınırlarından geçiriliyorsa,

O silahlar, o ülkenin bütün denetim kurumlarından, idari yetkililerinden, halkından habersizce, komşudaki bir savaşın taraflarından birine destek olmak için gönderiliyorsa,

Gönderilen taraf, bu ülkenin sınırları içinde silahlı eylem yapmış, bu ülkeyi sık sık tehdit etmiş, vahşi bir terör örgütüyse,

Gönderen hükümet, bu silahların mevcudiyetini ısrarla reddediyor, bu silahları durduran askeri yetkilileri görevden aldırıyor, bu silahlar hakkında soruşturma açan savcıları tutuklatıyor, yargılatıyorsa,

Bu ülkenin halkı, bu silahlar dolayısıyla karşı karşıya olduğu riskleri bilmiyor, bu sevkiyatın hayati, siyasi, hukuki, diplomatik sonuçlarından haberdar olamıyorsa,

Yapılan örtülü operasyon başlı başına bir suçsa ve hiçbir yasa, bir suç eylemini meşrulaştırmaya kifayet etmiyorsa,

Bir gazetenin, bir gazetecinin görevi okurunu bilgilendirmek, halkı bu tehlikeden, bu tehditlerden haberdar etmek, bu maceraya kalkışan yetkilileri ikaz etmektir.

Cumhuriyet, bu sorumluluğun bilinciyle bu görüntüleri yayınlıyor.

Can DÜNDAR (https://www.cumhuriyet.com.tr/koseyazisi/287045/Neden_yayimliyoruz_.html)

erkolay
29.Mayıs.2015, 20:51
Can Dündar'dan 'MİT Tırları' açıklaması Cumhuriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar MİT Tırları'nın silah taşıdığı görüntülerin gazete manşetinden yayınlanması sonrasında gelen tebrik telefonları için Twitter'dan açıklama yaptı.

https://www.cumhuriyet.com.tr/thumbs/300x175/Archive/2014/2/28/46111_cover.jpeg

"Patlaması halinde bir şehri yok edecek kadar çok silah, bu ülkenin hava limanına gizlice indiriliyorsa,

O silahlar TIR'lara yüklenip bu ülkenin şehirlerinden, topraklarından, sınırlarından geçiriliyorsa,

O silahlar, o ülkenin bütün denetim kurumlarından, idari yetkililerinden, halkından habersizce, komşudaki bir savaşın taraflarından birine destek olmak için gönderiliyorsa, Arayıp tebrik eden gazeteci,politikacı,yönetici dostlardan,aynı sözleri sayfalarında,ekranlarında, kürsülerinde tekrarlamalarını bekliyoruz."

Diyerek köşe yazısından MİT TIR'ları haberini neden yayımladığını açıklayan Can Dündar, gelen tebrik telefonları sonrasında Twitter'da şu istekte bulundu;



https://www.cumhuriyet.com.tr/thumbs/600x406/Archive/2015/5/29/287289_resource/1.jpg

Cumhuriyet (https://www.cumhuriyet.com.tr/haber/turkiye/287289/Can_Dundar_dan__MiT_Tirlari__aciklamasi.html)

erkolay
29.Mayıs.2015, 21:01
CHP ve HDP'den Cumhuriyet'e destek... Hükümet savaş suçu işledi CHP milletvekili Mahmut Tanal ve HDP milletvekili Tuncel, MİT tırlarındaki silahların görüntülerinin ortaya çıkması üzerine hükümetin Lahey'de yargılanması gerektiğini savundu.

Demirtaş'tan MİT TIR'ları açıklaması

HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş Cumhuriyet Gazetesi'nin yayımladığı "MİT TIR'ları ile silah taşıma görüntülerini değerlendirdi. Demirtaş parlamentonun onayı olmadan böyle bir şeyin yapılmasının suç teşkil ettiğini söyleyerek, "Bunu gizli yapıyorsanız demek ki suç işliyorsunuz. Baştan beri bunu söylüyorduk. Ama şimdi kanıtlanmış oldu." dedi.

https://www.cumhuriyet.com.tr/thumbs/556x248/Archive/2015/5/29/287533_resource/destekkapak.jpg

Tanal, "Hükümet suçüstü yakalanmış durumda" dedi Tuncel ise, "Erdoğan bütün bunların hesabını verecek" diye konuştu.

CHP ve HDP'li vekiller KRT Haber Koordinatörü Çağlar Cilara'nın yayınında konuyla ilgili soruları yanıtladılar ve hükümetin uluslararası alanda yargılanması gerektiğini söylediler.




Hükümetin suçüstü yakalandığını belirten CHP İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal, "MİT'in silah taşıma ve silah sevkiyatı yapma gibi görevi yok, MİT sadece istihbarat ve bilgi toplayabilir, burada hükümet suçüstü yakalanmış durumda. Burada devlet hukuk dışına çıkmış, adeta aşiret ve çadır devletlerinin durumuna düşmüştür. Silahlar kime giderse gitsin suçtur. ÖSO'ya da gitse suçtur. Hükümetin yüce divan ve Lahey'de yargılanması gerekir" dedi.

"Tırları durdurmasalar suç işlemiş olurlardı"

Tanal, tırlarda arama yapan savcıların ve askerlerin cezaevinde olduğunu hatırlatarak, "Cumhuriyet savcıları haklı olarak bu suçu araştırmakla yükümlüdür, suçu araştırmasalar, tırları durdurmasalar suç işlemiş olurlardı. Bu savcılar görevlerini yaptıkları için cezaevine atıldılar" şeklinde konuştu.

"Hükümet savaş suçu işledi"

HDP İstanbul milletvekili Sebahat Tuncel ise hükümetin savaş suçu işlediğini söyledi, Cumhuriyet'e açılan soruşturmaya da tepki gösterdi. Tuncel, "Bu görüntüler, AKP hükümetinin savaştan yana tavır gösterdiğini, Ortadoğu ve Kürt halkına düşmanlık yaptığını göstermiş oldu. Görüntüleri yayımlayan gazete hakkında soruşturma başlatıldı, bu da gerçeği gizlemeye çalıştıklarını gösteriyor. Türkiye toplumu AKP'nin gerçek yüzünü gördü. Savaş suçu işleniyor, silahları gönderdiği kişiler Ortadoğu'da insanlık suçu işliyor. AKP'nin ve bizzat Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın meydanlarda partimizi hedef alması yargılanmasını engellemesi içindir, çünkü AKP tek başına iktidar olamayınca Erdoğan Başkan olamayacak ve yargılanacak, bütün bunların hesabını vermek zorunda kalacak."

"İktidarın suçlarını ortaya çıkaran tutuklanıyor"

Tuncel tırlarda arama yapan savcı ve askerlerin cezaevinde olmasını, "Kim iktidara laf söylüyorsa, kim AKP'nin halka karşı işlediği suçlarını ortaya çıkarıyorsa tutuklanıyor" diye konuştu.

CHP'li Gök: Cumhuriyet gazetesine soruşturma açmasını kabul etmiyoruz

CHP Grup Başkanvekili Levent Gök, Cumhuriyet gazetesine soruşturma açılmasını kabul etmediklerini söyledi.

Gök, Meclis'te gazetecilere Adana'da durdurulan MİT'e ait TIR'lar ve ardından yaşanan gelişmelere ilişkin açıklamalarda bulundu.

Geçen yıl yaşanan olaya ilişkin görüntülerin yayınlanmasının ardından Gazetenin Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar hakkında açılan soruşturmaya değinen Gök, iktidarın, halkın haber alma özgürlüğünü engellediğini öne sürdü.

Gök, "Bu olayı bir habercilik anlayışı ile dile getiren Cumhuriyet gazetesine alelacele soruşturma açılması iktidarın geldiği faşist anlayışın tipik göstergesidir. Böylesine önemli bir olayın görüntülerini yayınlamak elbette bir gazetecilik görevidir" görüşünü savundu.

TIR'lara ilişkin geçmişte hükümet yetkililerince yapılan açıklamaları da hatırlatan Gök, "Bir devlet, topluma ve uluslararası kamuoyuna yalan söylüyor. Bu yalan ortaya çıkmıştır" dedi.

Gök, Türkiye'nin tüm dış itibarının sıfırlandığını ileri sürerek, "Sorumlu gazetecilik anlayışı içinde olayı yurttaşlarına duyuran Cumhuriyet gazetesine soruşturma açmasını kabul etmiyoruz. O soruşturmayı yürüten savcılar da görevlerini kötüye kullanıyorlar" iddiasında bulundu.

Savcıların adresi yanlış yerde aramaması gerektiğini ifade eden Gök, adresin Cumhuriyet gazetesi değil, suçu ortaya çıkan iktidar olduğunu iddia etti.

Cumhuriyet (https://www.cumhuriyet.com.tr/haber/turkiye/287533/CHP_ve_HDP_den_Cumhuriyet_e_destek..._Hukumet_sava s_sucu_isledi.html)

erkolay
29.Mayıs.2015, 21:05
CHP'li Aygün'den Erdoğan'a vatana ihanetten suç duyurusu CHP Milletvekili Hüseyin Aygün, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan hakkında "vatana ihanet" suçlamasıyla suç duyurusunda bulundu.

https://www.cumhuriyet.com.tr/Archive/2015/5/29/287521_resource/cats.jpg

CHP Milletvekili Hüseyin Aygün, Cumhuriyet gazetesinin yayınladığı MİT TIR'larındaki mühimmat görüntüleri nedeniyle Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan hakkında "vatana ihanet" suçlamasıyla suç duyurusunda bulundu.

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'na avukatı İnan Yılmaz aracılığıyla başvuran CHP'li Hüseyin Aygün, "Şüpheli, terörist unsurlara silah sağlamakla finansal açıdan destek sağlamış ve Türkiye'nin dünyada teröre destek veren ülke gibi görünmesine sebebiyet vermiştir" dedi.


'YAPTIĞI YARDIMLARI GİZLEMEYE ÇALIŞMIŞTIR'
Suriye'de 2011 yılından beri silahlı gruplar ile ülkenin yasal güçleri arasında bir iç savaş devam ettiğini hatırlatan Aygün, "19 Ocak 2014 tarihinde Adana ilinde İhbar üzerine birkaç TIR durdurulmuş olup yapılan aramada 'insani yardım malzemesi' adı altında Suriye'deki terörist gruplara gönderilen silahlar ele geçirilmiştir. Son olarak Cumhuriyet Gazetesinde ve internet sitesinde 29.05.2015 günü yayınlanan haber ve görüntülerde şüphelinin 'Türkmenler'e giden insani yardım' ve 'devlet sırrı' dediği şeylerin, 1000 adet havan, 1000 top mermisi, 50 bin makineli tüfek mermisi ve 30 bin ağır makineli tüfek mermisi olduğu ortaya çıkmıştır" açıklamasında bulundu.


CHP'li, Aygün, "Şüpheli açık bir biçimde halka yalan söylemiş ve teröristlere yaptığı yardımları gizlemeye çalışmıştır" ifadelerini kullandı.


'VATANA İHANET SUÇUNU İŞLEMİŞTİR'
BM güvenlik konseyinin 15 Ağustos 2014 tarih ve 2170 sayılı kararı ile Suriye'de faaliyet gösteren örgütlere yönelik her türlü desteğe yaptırım uygulanacağı kararını hatırlatan Aygün, şöyle devam etti: "Şüpheli, terörist unsurlara silah sağlamakla finansal açıdan destek sağlamış ve Türkiye'nin dünyada teröre destek veren ülke gibi görünmesine sebebiyet vermiştir. Şüpheli açık bir biçimde teröre destek vermek ve BM güvenlik konseyi kararlarını ihlal etmekle hem başbakanlığı hem de Cumhurbaşkanlığı döneminde vatana ihanet suçunu işlemiştir. Şüphelinin Örtülü Ödeneği nerelere harcadığı bu şekilde açıklığa kavuşmuştur. Milletimizin alın terlerinden toplanan vergilerin bu şekilde teröre harcanması, yıllarca terör belasından muzdarip olmuş vatana ve milletimize karşı bir ihanettir."

Cumhuriyet (https://www.cumhuriyet.com.tr/haber/turkiye/287521/CHP_li_Aygun_den_Erdogan_a_vatana_ihanetten_suc_du yurusu.html)

erkolay
29.Mayıs.2015, 21:11
MİT TIR'ları haberine yasak geldi
Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı'ndan gönderilen yazı üzerine haber kaldırılmıştır.

İçeriğin kaldırılmasıyla ilgili bildirim şöyle:


Sayın Yetkili,
Bilindiği üzere, 5651 sayılı "İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesi ve Bu Yayınlar Yoluyla İşlenen Suçlarla Mücadele Edilmesi Hakkında Kanun" 23/05/2007 tarihinde yürürlüğe girmiştir.
Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı, Türkiye'de İnternet içerik düzenlemeleri konusunda yetkili kamu kurumudur.
6639 sayılı Kanunun 29.maddesi ile 5651 sayılı Kanuna eklenen, 15/04/2015 tarih ve 29327 sayılı Resmi Gazete de yayımlanarak yürürlüğe giren 8/A maddesi uyarınca; Başkanlığımıza, aşağıda yer verilen internet adresindeki içeriğin çıkarılmasına ve erişimin engellenmesine yönelik Hâkimlik kararı gönderilmiştir.
5651 sayılı Kanunun 8/A. maddesinin 1.fıkrasını son cümlesi gereğince kararın gereği, tarafınızca derhal ve en geç kararın bildirilmesi anından itibaren dört saat içinde yerine getirilmesi gerekmektedir.
Bu nedenlerle; aşağıda belirtilen internet adresindeki içeriğin derhal ve en geç dört saat içinde çıkarılması, aksi takdirde erişimi engelleme işlemi tesis edilerek 5651 sayılı Kanunun 8/A maddesindeki hükümler gereğince hakkınızda adli ve idari işlem başlatılacağı hususları ihtar olunur.

Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu
Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı

Dear Sir/Madam,
As it is known, Law numbered5651 and dated 4 May 2007 Law On Regulation of Publications On The Internet and Combating Crimes Committed by Means of Such Publications came into force on 23/05/2007.
Telecommunications Presidency is the government authority responsible for content regulations in Turkey.
According to the Article 8/A of Law numbered 6639 and dated 15/04/2015 amending Law numbered 5651, Court Decision on removing and access blocking of below mentioned content has been sent to our Presidency.
According to the Article 8/A, paragraph 1, the decision must be implemented immediately, at the latest within 4 hours as of sending moment of the notification.
Therefore, removing the below mentioned content immediately, at the latest within 4 hours as of notification; otherwise access to your web site will be blocked and legal and administrative proceedings will be initiated.

Information and Communication Technologies Authority Telecommunications Presidency

Related URL: https://cumhuriyet.com.tr/haber/turkiye/287071/iste_Erdogan_in_yok_dedigi_silahlar.html
Related domain: cumhuriyet.com.tr (https://cumhuriyet.com.tr)
Court Name: İstanbul 8. Sulh Ceza Hakimliği Court Order Number : 2015/1330 Court Date : 2015-05-29 00:00:00.0 Investigation Number:

erkolay
29.Mayıs.2015, 21:27
Can Dündar'dan soruşturma için ilk yorum Can Dündar Cumhuriyet'in MİT TIR'larının silah taşıdığı görüntüleri manşete taşımasıyla ilgili kendisine açılan soruturma için şahsi Twitter hesabından açıklama yaptı.

https://www.cumhuriyet.com.tr/thumbs/300x175/Archive/2013/12/26/22979_cover.jpeg
Dündar yaptığı açıklamada, "Savcılık hakkımda "gizli kalması gereken bilgileri açıklamak" tan soruşturma başlatmış. Kimin için gizli kalması gerekiyordu? Halk? İŞID? MİT?" dedi.



https://www.cumhuriyet.com.tr/thumbs/600x177/Archive/2015/5/29/287711_resource/1.jpg

Cumhuriyet (https://www.cumhuriyet.com.tr/haber/turkiye/287711/Can_Dundar_dan_sorusturma_icin_ilk_yorum.html)

deniz
30.Mayıs.2015, 06:03
Önce Cumhuriyete ve Can DÜNDAR ile Cumhuriyet gazetesi emekçilerine, sonra da sana teşekkürler usta.

Baskı ve korku çok büyük. Cumhuriyet, haberi kaldırdı mı bilmiyorum, kaldırmasa bile içeriğe erişim engellendi ve Can DÜNDAR hakkında hemen ajanlık etiketi ile soruşturma başlatıldı. Umarım başına bir şey gelmez. Eline, yüreğine sağlık.

WeBMasteR
30.Mayıs.2015, 07:19
Şu ana kadar bu silahları inkar edenler, şimdi savunmaya, masumlaştırmaya çalışıyor. Demek ki AKP'ye verilen oylar, IŞİD'e, ÖSO'ya ve benzeri tecavüzcü barbarlara da destek olarak gidiyor. Daha kim nasıl savunuyor bu tezgahı? Yeter artık, uyanalım lütfen!

erkolay
02.Haziran.2015, 19:21
Erdoğan Can Dündar'ı tehdit etti
Cumhurbaşkanı Erdoğan, MİT TIR'ları haberini yapan Cumhuriyet gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar için, "Bu haberi yapan kişi bunun bedelini ağır ödeyecek, öyle bırakmam onu" sözleriyle tehdit etti.

https://www.imctv.com.tr/wp-content/uploads/2015/06/recep-tayyip-erdo%C4%9Fan1.jpg


Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, TRT Haber'de TRT Haber Daire Başkanı Nasuhi Güngör, Star gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Nuh Albayrak ve Sabah gazetesi yazarı Hilal Kaplan'ın sorularını yanıtladı.


Erdoğan, programda Cumhuriyet gazetesinin MİT TIR’ları haberiyle ilgili şunları söyledi:


'Ben davamı da açtım'

"Bu olay Bayırbucak Türkmenleriyle alakalı bir konu. Hep şunu ifade etmişimdir: Özellikle insani yardım noktasında şu anda Milli İstihbarat Teşkilatımız Bayırbucak Türkmenlerine bu desteği vermektedir. Kimden aldın bu rakamları? Paralel yapı. MİT'e yönelik atılan o iftiralar bir ajan bir casusluk faaliyetidir ve bu gazete de bunların arasına girmiştir. Avukatlarıma talimatı verdim hemen davayı açtım. Burada hakikaten samimi dürüst olan, onlara verdiğimiz eğitimi çok samimi olarak açıklarlar.


Bu haberi yapan kişi bunun bedelini ağır ödeyecek öyle bırakmam onu. Üst akıl böyle bir talimat veriyor. DAİŞ'ten bahsettiler, terör örgütlerinden bahsettiler. Bayırbucak Türkmenleriyle ilgili bizim desteğimizin olmadığını iddia ediyorlar. Ahmet Davutoğlu Bey'in, benim defaatle yaptığımız toplantılar var. Lojistik yardımlarımızı, verdiğimiz eğitimleri açıklarlar.


Biz onları yalnız bırakmamanın ötesinde, sıkıntıda olanların bir kısmını ülkemize çektik, tekrar daha sonra gönderdik. Bu konuda bize muhalif olan siyasilerden, bunu bilenler de vardır. Biz zalim Esed'in eline bunları bırakamayız. Elimizden gelen desteği vermeye devam edeceğiz. Ben davamı da açtım. Bunların derdi Türkiye'nin imajına gölge düşürmek. Bunu özel haber olarak yapan kişi de bunun bedelini ağır ödeyecek öyle bırakmam onu."


Ne olmuştu?
Cumhuriyet gazetesi, MİT'e ait olan TIR'lardaki havan, top ve tüfek mermisi gibi mühimmatlara ait olduğu belirtilen görüntüleri yayınladı.

Yayınlanan görüntülerde jandarma eşliğinde ve savcı nezaretinde kapakları açılan çelik kasalarda önce antibiyotik dolu kutular görülüyor. İlaçların altındaki kasalar açıldığında da havan, top mermisi ve ağır makineli tüfek mermileri ortaya çıkıyor.


Görüntülerin yayınlanmasının ardından Cumhuriyet gazetesi hakkında savcılık tarafından soruşturma başlatıldı.

Cumhuriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar görüntüleri neden yayınladıklarına ilişkin açıklama yaparak, "Bir gazetenin, bir gazetecinin görevi okurunu bilgilendirmek, halkı bu tehlikeden, bu tehditlerden haberdar etmek, bu maceraya kalkışan yetkilileri ikaz etmektir. Cumhuriyet, bu sorumluluğun bilinciyle bu görüntüleri yayınlıyor" dedi.


Cumhuriyet gazetesi de Adana’da durdurulan MİT TIR'larının taşıdığı belirtilen askeri mühimmat görüntüleri haberinin ardından getirilen yayın yasağı ve haklarında açılan soruşturmaya ilişkin açıklama yaparak, "Susmak yok" dedi.


Başbakan Ahmet Davutoğlu, 30 Mayıs'ta partisinin Ankara mitinginde konuyla ilgili "O yardımlar Bayırbucak Türkmenleri'ne gidiyordu" dedi.


Siirt milletvekili adayı ve AK Parti Dış İlişkiler'den Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Yasin Aktay da Adana ve Hatay'da durdurulan MİT TIR'larının Özgür Suriye Ordusu'na (ÖSO) gittiğini söylemişti.

İMC TV (https://www.imctv.com.tr/94070/2015/06/erdogan-can-dundari-tehdit-etti/)

erkolay
02.Haziran.2015, 19:28
Tehdidi bırak, bu 20 soruya yanıt ver!

1- Cumhurbaşkanı Erdoğan, 12 Mayıs'ta Almanya gezisinden dönerken uçakta gazetecilere "Hiç kimse kalkıp ‘MİT, El Kaide'ye silah gönderdi’ diye iftira atarak, istihbarat teşkilatımızı zan altında bırakamaz. Eğer haysiyetleri varsa, ispatla mükelleftirler" dedi. Türkmenlere “insani yardım” yollandığını söyledi.
( https://www.yenisafak.com. tr/gundem/o-gorusmedenimvardi- 2140531 )

MİT'in silah yolladığı görüntülerle ispat edilince neden dava açılması talimatı verdi?

2- Cumhuriyet’te haberin çıktığı 29 Mayıs günü, Başbakan Ahmet Davutoğlu, Kayseri’de Fransız Haber Ajansı’na “Yardım, Özgür Suriye Ordusu ve Suriye halkı içindi” dedi.
(https://www.hurriyet.com.tr/ gundem/29154186.asp)
Ertesi gün Ankara’daki mitingde, “O yardımlar Suriye Bayırbucak Türkmenlerine gidiyordu” diye düzeltti.
(https://www.milliyet.com. tr/davutoglu-o-yardimlarbayirbucak/ siyaset/detay/ 2066874/default.htm)
Arada ne oldu da Başbakan fikir değiştirdi?


3- Davutoğlu’nun genel başkan yardımcısı ve AK Parti Siirt Milletvekili Yasin Aktay, 18 Mayıs günü Siirt’te “O silahlar Özgür Suriye Ordusu’na gidiyordu” dedi.
(https://www.hurriyet.com.tr/ gundem/29036154.asp)
O da mı yanlış biliyordu?


4- Silahlar Türkmenlere gidiyordu ise neden Türkmenlere yakın bir sınır kapısı yerine o dönem Nusra Cephesi’nin kontrolündeki Reyhanlı kapısı tercih edildi?

5- Devlet yetkililerinin halkına, Meclis’e, dünyaya yalan söylemesi, yalanı deşifre eden gazetecileri tehdit etmesi suç mudur değil midir? Ya da hangisi daha büyük suçtur?


6- Kime giderse gitsin, yapılan işlem ulusal ve uluslararası hukuka göre bir suçsa, bir gazeteciden bu suça ortak olmasını beklemek doğru mu? Gazeteci, asıl yayımlamazsa suçlu olmaz mı?


7- Görüntüler doğru olmadığı için mi sansürlendi, doğru olduğu için mi?


8- Yapılan “insani yardım” ise neden diğer insani yardımlar büyük şovlarla taşınırken bu gizli tutuldu? İlaç, battaniye sevk ediliyorsa, bu neden “devlet sırrı” sayılıyor? Neden bunlar gururla sergileneceğine, görüntülerine yasak koyduruluyor?


9- Adana Cumhuriyet Savcılığı “Gerçeği yansıtmayan, sahte görüntüler” yayımladığımız gerekçesiyle soruşturma açtı. Gerçek değilse neden devlet sırrını ifşadan soruşturma açıldı? Sırsa neden “sahte” denildi.


10- Aynı savcılık “Gizli kalması gereken bilgileri açıklamak”tan soruşturma açıyor. Kime göre ve kimin için gizli kalması gerekiyordu ki bu bilginin? Halk için mi? MİT için mi? IŞİD için mi? Devletin çıkarının bu bilginin deşifre edilmesinden değil, gizlenmesinden geçtiğine kim, neye göre karar veriyor?


11- “Devlet sırrı” damgası, bir suçu örtbas etmekte kullanılabilir mi? Bir eylem “suç” ise “sır” olması, onu aklamaya yeter mi? Mesela bir darbe planı ortaya çıkarılsa üzerindeki “devlet sırrı” damgası nedeniyle ifşa edilmeyecek midir? Bu durumda darbeciler mi, ifşa edenler mi suçlu olur?


12- Silahlar ÖSO’ya değil, Türkmenlere gitti diyelim; bu ulusal ve uluslararası hukuka uygun, meşru bir transferse neden gizlemek ve yalan söylemek gereği duydunuz? Görüntülerin yayımlanmasından neden rahatsız oldunuz?


13- Silahlar nakliye sırasında, -Reyhanlı’da olduğu gibi- bir kazaya uğrayıp patlasa, ölenlerin sorumluluğunu kim üstlenecekti? Yine bir örgüt bulunup sorumluluk onun üzerine mi yıkılacaktı?


14- Başbakan Davutoğlu, “TIR’da ne olduğu kimseyi ilgilendirmez” dedi. Hesap vermesi gereken Meclis’e ve sevkıyat sırasında yaşamı tehdit altına giren halkına bir açıklama borcu yok mu?


15- MİT’in uluslararası silah nakletmek gibi bir görevi, işlevi var mı? Bu görev, kanunla belirlenmiş mi?


16- Silahların IŞİD’e değil, Türkmenlere gitmesi, bunun illegal bir operasyon olduğu gerçeğini değiştirir mi? Operasyona yasallık kazandırır mı? Gittiği adres, devlet eliyle silah sevkıyatını meşru kılar mı?


17- Bu bir devlet kararıysa neden vilayetin, savcılığın, jandarmanın hatta MİT Bölge Başkanı’nın haberi yok?


18- TIR’lar yakalanınca MİT, “Malzeme bizim. Türkiye içi birimler arası nakil işlemi yapılıyor” diye savcılığa yazı vermiş. Bir devlet kurumunun, diğerine sahte belge vererek yalan söylemesi, olağan bir uygulama mıdır?


19- Bütün bu skandal, sevkıyat sırasında yakalanmalar, askerler arama yapınca mensuplarının kimliğini gizlemeye çalışmalar, TIR’ın önüne direksiyon kırmalar, durdurmayı beceremeyince valiyi devreye sokmalar, dünyaya rezil olmalar, MİT’in büyük beceriksizliğinin de kanıtı değil mi aynı zamanda? Devletin istihbarat teşkilatı, bu kadrolara mı emanet?


20- Ve son soru: Sahi, Hakan Fidan neden istifa etmişti? Bu operasyonun deşifre olmasında, MİT içinde bu kanunsuzluklardan rahatsız olan kadroların payı var mı?

Can DÜNDAR - Cumhuriyet (https://www.cumhuriyet.com.tr/koseyazisi/289651/Tehdidi_birak__bu_20_soruya_yanit_ver_.html)

erkolay
02.Haziran.2015, 19:32
İşte Can Dündar'a yöneltilen suçlar ve Cumhuriyet'in yanıtı Cumhuriyet Gazetesi İcra Kurulu Başkanı Akın Atalay, Cumhurbaşkanı Erdoğan adına verilen şikayet dilekçesinin içeriğini açıklayıp değerlendirdi.

MİT TIR'ları ile ilgili yayın yaptıktan sonra Cumhurbaşkanı Erdoğan, canlı yayında bir gazeteciyi tehdit eden ilk Cumhurbaşkanı olarak Türkiye tarihine geçmişti.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, MİT TIR'ları haberi nedeniyle Cumhuriyet Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar ve Cumhuriyet gazetesi hakkında suç duyurusunda bulundu.


Cumhuriyet Gazetesi İcra Kurulu Başkanı Akın Atalay, Erdoğan'ın suç duyurusunda yer alan suçlamaları değerlendirdi.


"Cumhurbaşkanı adına verilen şikayet dilekçesine göre, bir haberin yayınlanması bakın ne kadar çok ve ağır suçlara yol açıyormuş?


a) TIR'ları arayan örgüt mensuplarının eylemine iştirak (TIR'ların aranmasına fiilen Can Dündar da mı katılmış?)

b) Soruşturma yürütülen örgüt mensuplarının eylemine iştirak. "soruşturma yürütülen örgüt mensupları" yeni Türkiye'nin hukuk anlayışı mı?

Hakkında daha dava bile açılmamış insanlara örgüt mensubu demek hiçbir şekilde izah edilemez. Madem Cumhurbaşkanı Erdoğan, bunların örgüt mensubu olduğunu tespit etmiş, o halde savcılar soruşturmaya hemen son versin; artık yargılama yapmaya da gerek kalmamış oluyor bu durumda.

c) Gerçeği yansıtmayan haber, yorum ve görüntüleri yayınlamak suretiyle hem "adil yargılamayı etkilemeye teşebbüs" etmiş, hem de "gizliliği ihlal" suçunu işlemiş. Lütfen aklınıza mukayyet olun. İddiaya göre, gerçek olmayan (dava dosyasında da olmayan) bir kaydın yayınlanmasıyla dosyanın gizliliği nasıl ihlal edilebiliyor? Dosyada olmayan bir şey yayınlanınca, dosyanın gizliliğinin ihlal edilmesine ceza hukukunda "işlenemez suç" deniyor. Şuna benzer: bugün 25 yaşında olan bir gencin Adolf Hitler'i öldürmeye teşebbüsle suçlanması.


d) Bu haberi yayınlayarak Can Dündar, "Hükümeti ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs" etmiş oluyormuş.


Birincisi, böyle bir suç yok. Söyleneni cebir ve şiddet yoluyla yapmaya kalkarsanız ve tabi elverişli bir örgüt ve teçhizatla birlikte. O zaman böyle bir suçlamanın mantığı olabilir; ama bir haberle (hem de iddiaya göre gerçek dışı bir haberle) hükümeti devirmeye teşebbüs absürd bir masalın konusunu oluşturabilir. e) bir yandan gerçek olmayan haber ve görüntü deyip, öte yandan devlet sırrının teminiyle suçlamak ise, olsa olsa devletin elinde gerçek olmayan (sahte) önemli ve gizli belgeler, görüntüler olduğunu iddia etmektir. Misal, devletin arşivinde tuttuğu ve sır niteliği verdiği bir sahte İran haritası var; ama aslında bu Iran haritası değil de Papua Yeni Gine'de bir halk plajının haritasıdır. İşte siz bunu yayınlarsanız, devlet sırrını ifşa etmiş olursunuz. Allah akıl sağlığımızı korusun."



Cumhuriyet (https://www.cumhuriyet.com.tr/haber/turkiye/290159/iste_Can_Dundar_a_yoneltilen_suclar_ve_Cumhuriyet_ in_yaniti.html)

deniz
02.Haziran.2015, 20:48
Şu an AKP yandaşı olmayan tüm basın yayın organlarında Erdoğan'ın tavrına karşı çıkılırken Can Dündar'a destek mesajları iletiliyor. Peki, o haberi neden bu basın yayın organları da yayınlayamıyor. Bir ülkede tüm gazeteciler, haberciler de suçlanamaz herhalde. Sözde değil özde destek sunulmalı. Siz baştan teslim olursanız ülkede özgür basın hiç olmaz. İlle de iktidarlardan mı icazet alacaksınız?

Özgür basına gazeteciler, haberciler örnek olarak sahip çıkmalı, bildiklerini cesurca yazmalıdır.

erkolay
04.Haziran.2015, 23:07
Vali MİT TIR'larında silah olduğunu kabul ettiMİT'e ait TIR'ların durdurulduğu dönemde Adana Valisi olan Hüseyin Avni Coş, savcılarla ilgili soruşturma yürüten HSYK'ye gönderdiği yazıda, dolaylı olarak TIR'larda silah ve patlayıcı olduğunu kabul etti.

https://www.sendika.org/wp-content/uploads/2015/06/avni-co%C5%9F.jpg

Coş, "Bu tür tehlikeli araçların Adana'ya gelmeden muhtemel can ve mal kayıplarını ortadan kaldırmak için meksun mahal dışında kontrol yapılması gerekirken, Adana'ya girmesine engel olunması zorunluluğu varken bu tedbirlerin hiçbiri alınmamıştır" dedi. Bu arada Adana 7. Ağır Ceza Mahkemesi, TIR'lara ilişkin aldığı yayın yasağının devamına karar verdi.

HSYK Müfettişlerinin, MİT TIR’larının durdurulması nedeniyle casusluk iddiasıyla tutuklanan dönemin Adana savcıları Süleyman Bağrıyanık, Aziz Takçı, Özcan Şişman ve Ahmet Karaca ile dönemin Kırıkhan Başsavcısı Yaşar Kavalcıoğlu hakkında meslekten ihraç istemli hazırladıkları 438 sayfalık raporda, dönemin Adana Valisi Hüseyin Avni Coş’un bir yazısı da yer aldı. Rapora göre müfettişler Vali Coş’tan Adana’da TIR’ları durduran savcı Aziz Takçı ile ilgili görgü ve duyuma dayalı bilgi istedi.


3 Haziran 2014 tarihinde başmüfettişin müzekkeresine yanıt veren Coş, olayı kendi açısından anlattı.


Coş: ‘Bilgi verilmedi’
19 Ocak 2014 pazar günü 07:30 civarında Jandarma 156 telefon hattını Ankara’dan arayan bir şahsın yaptığı “ihbar” üzerine Adana İl Jandarma Komutanı’nın bütün jandarma teşkilatını harekete geçirdiğini belirten Vali Coş, komutanın görev vererek ihbarda sözü edilen Adana istikametine gelen patlayıcı yüklü 3 TIR’ı yakalatmak amacıyla özel yetkili savcı ile müşterek bir adli operasyon planlaması içerisine girdiklerini kaydetti. İhbarda sadece patlayıcı yüklü TIR’lardan bahsedilmesi ve daha önce El Kaide ve IŞİD adına metropollerde bombalı eylem yapılmak istenildiğine dair pek çok istihbarat bulunmasına rağmen Adana İl Jandarma Komutanlığı’nın bu ihbarı il valisi, il emniyet müdürü ile paylaşmadığını savunan Coş, şöyle devam etti:

Jandarma Görev Yönetmeliği’nin 144. maddesinde bu tür konuların jandarma tarafından vakit geçirmeksizin mülki amire bilgi verilmesi emredilmişken, il jandarma komutanı bu olayı il valisine zamanında bildirmemiştir. Eğer ihbardaki gibi ‘patlayıcı yüklü’ ve muhtemel eylem amacıyla Adana’ya intikal eden araçlar var ise bu tür tehlikeli araçların Adana’ya gelmeden muhtemel can ve mal kayıplarını ortadan kaldırmak için meskun mahal dışında emniyetli bir yerde ilk yardım, sağlık, itfaiye ve polis birimlerinin de desteği sağlanarak ihtiyatlı ve dikkatli bir kontrol yapılması amacıyla çalışma yapılması ve behemehal Adana’ya girmesine engel olunması zarureti varken bu tedbirlerin hiçbiri alınmadı. Araçların Pozantı’dan Adana il hududuna girişinin izlenilmesi ile yetinildi. TIR’ların Pozantı’dan sonra Mersin-Tarsus il hududuna girmesine, yüklerini boşaltmak ya da eylem yapmak amacıyla Mersin veya Tarsus yerleşim merkezlerine girmesi de ihtimal dahilinde olmasına rağmen Mersin güvenlik makamlarına hiçbir bilgi verilmedi.
‘Tehlike arz ediyorlar’
Savcının ve jandarmanın TIR’ların Adana il merkezinden geçip Ceyhan istikametine yöneleceğini biliyormuş gibi Ceyhan Sirkeli otoban gişelerinde tertibat aldırdığını iddia eden vali Coş, şunları kaydetti:

Saat 12:01 itibariyle 3 TIR aracı ile buna eşlik eden MİT mensuplarına ait bir otomobil durduruldu. MİT görevlileri, ısrarla kimlik göstermek istedi ve telefonla amirlerine bilgi vermek istedi. Buna rağmen imkan verilmeden araçlarından zorla indirilip tartaklanarak, kelepçe takılmak suretiyle seyyar karakol aracının nezarethanesine kapatıldılar. Saat 13:00’den sonra 3 TIR jandarma kışlasına götürülmek üzere otobandan İncirlik mevziine geldiğinde TIR’lardan 2 tanesi orada bırakılıp bir tanesi şehir merkezinde Öğretmenler Bulvarı’na getirilerek tam kavşakta durdurulmuş ve meskun mahalde teşhir edercesine 2. defa arama yapılmaya başlanmış, gazetecilerin görüntü almalarına imkan sağlanmıştır. Yerleşim yerinde tehlike arz edecek ve vatandaşta panik yaratacak şekilde, haber yapılmasına zemin hazırlanarak, ayrıca yakalanan TIR’ların sayısını fazla göstermek amacıyla farklı yerlerde görüntü alınarak ikinci bir arama yapılmıştır.
Konunun kendisine Jandarma Komutanı tarafından dönemin Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’na refaket ederken saat 12:40’ta haber verildiğini aktaran Coş, kendisinin de konuyu hem MİT’e hem de İçişleri Bakanı’na bildirdiğini söyledi. “Sayın bakanımızın emir ve talimatları doğrultusunda olaya müdahale edildi” diyen Coş, savcılığa ve İl Jandarma Komutanlığı’ndan “MİT görevlilerinin yasal görevlerini yaptıklarını, Başbakanın izni olmadan görevliler hakkında adli işlem yapılmasının mümkün olmayacağını, görevlerinin engellenmemesi, derhal serbest bırakılarak araçlarının seyrine izin verilmesi”nin yazılı olarak istediğini anlattı. Coş, şunları kaydetti:

Savcı Aziz Takçı’nın bilerek ve isteyerek görevi dışında, MİT’e ait olduğunu bildiği TIR’larda arama yapmak ve ilgili TIR’ları alıkoymak suretiyle devletin gizli sırlarını ifşa ettme kastını ortaya koyduğu kanaatindeyim. Kamu düzeni ve güvenliğini ciddi biçimde sarsacak yaklaşım, yöntem ve uygulamalara yer verdiği, görevin işbirliği içinde yapılması, muhtemel risklerin elimine konusunda hiç özenli davranılmadığı müşahede edilmiştir.
Sendika.Org