PDA

Orijinalini görmek için tıklayınız : 1 Kasım Seçimleri İçin 11 Ayrı Şirketin Kamuoyu Yoklama Anketleri



erkolay
27.Eylül.2015, 00:04
11 ayrı kamuoyu anketi AKP'yi korkuttu! 1 Kasım erken seçim anket sonuçlarına göre AK Parti birinci parti olurken, HDP barajı aşıyor.

https://www.halkizbiz.com/images/haberler/11_ayri_kamuoyu_anketi_akp_yi_korkuttu_h14546_0ca4 b.jpg

Eylül 2015 döneminde erken seçim anketi yapan 14 araştırma şirketinin anket sonuçları derlendi. Vikipedia'nın yayınladığı anket sonucu verilerine göre, Eylül 2015 döneminde yapılan anketlerin tamamında AK Parti 1'nci parti durumunda.

EN DÜŞÜK YÜZDE 38
Erken seçim anket sonuçlarına göre, AK Parti'nin en yüksek oy oranı yüzde 44.2 ile Anar-Denge-GENAR-Pollmark anketinde çıktı. AK Parti'nin en düşük oy oranı ise yüzde 38.2 ile SONAR anketinde çıktı.

HDP BARAJI AŞIYOR
Artan terör olayları sonrası HDP'nin oy oranında değişiklik olup olmayacağı yönündeki tartışmalara anket sonuçları yanıt verdi. Eylül ayında yapılan anketlerin tamamında HDP yüzde 10 seçim barajını aşmış görünüyor.

HDP oy oranının en yüksek olduğu anket yüzde 14.58 ile AKAM tarafından yayınlanırken, en düşük oy oranı yüzde 11.7 ile Andy- Ar anketinde çıktı.

İşte 11 anketten çıkan sonuç;

https://www.haberdar.com/images/upload/anket%281%29.jpg

Kaynak: Bugün

erkolay
27.Eylül.2015, 00:08
40 gün kaldı; gidiyorlar...

Bitmekte olan bir ilişkinin, klişeleşmiş ipuçları vardır:

İlk dönem bolca tüketilen iltifatların giderek kesilmesi, serenatların, sürprizlerin tükenmesi, derin sohbetlerin, yerini uzun suskunluklara terk etmesi...

Karşılıklı suçlamalar, yatağa kadar uzanan zıtlaşmalar, “Ne istedin de vermedim” diye başlayan, “Artık biz, biz değiliz”e uzanan, “Sen artık beni sevmiyorsun”a tırmanan yakınmalar...

Dalan gözler, dolan gözler, yakaran, yaşaran gözler...

Çarpılan kapılara uzanan restleşmeler...

*** İktidardan devrilmekte olan siyasi partiler de benzer ipuçları verir.

Balayı döneminde partide herkes birbirine bağlı, halka karşı müşfik, söyleminde hoşgörülüdür.

Yokuş başladı mı, yakınmalar da başgösterir:

Birer özgürlük mabedi olacağı söylenen meydanları polis çevirir.

Mutlu yarınlar vaat eden konuşmalar, “Düşmanlarımızı tanıyalım” seansına çevrilir.
Vaatten çok hamaset işitilir.

Evladını kaybettiği için mutlu olmayan babalara hakaret edilir.

Sandık bekleneni vermedi mi, önce “Yaptıklarımızı anlatamadık” özeleştirisi verilir, ardından “Bu nankör halk...” noktasına gelinir.

*** Seçime 40 gün kala, iktidar partisinde, devrilişin tüm alametleri gözleniyor. Daha önce benzerlerini yaşadığımız sıralamayla üstelik:

Yüksek ateş, önce ekonomik verilerde hissediliyor:

Enflasyon, işsizlik, milli gelir, döviz kuru, sanayi üretimi; hepsi birden alarm zilleri çalıyor.

Sonra sokaklar hareketleniyor; İçişleri bütçesi, Milli Eğitim’inkini aşıveriyor. Önce polis, ardından da “evde zor tutulanlar”, sokağa salınıyor.

Giderek, hezimetin fiziki belirtileri çıkıyor ortaya:

Ağız köpürmesi, göz dönmesi, burundan soluma, boyun kalınlaşması, diş gıcırtısı, yumruk sıkılması, akıl tutulması...

Bu aşamada, dış dünyadan, özellikle de Amerika’dan uyarılar başlıyor. Oraların rüzgârıyla iktidar olanlar, bu kez oralara kafa tutuyor. “Uluslararası komplo” ve “yerli işbirlikçileri” klişesini devreye sokuyor. Aranan suçlu, “iç ve dış düşmanlar”da bulunuyor.

“Ne istediniz de vermedik” serzenişleri, önce “Kandırılmışız” itirafına, oradan “İçimizde hainler var” paranoyasına varıyor.

*** Açın arşivleri bakın:

Devrilmekte olan iktidarların, tipik belirtileri bunlar...

Eleştiriye tahammülü kalmayan lider, çevresini boşalttıkça yalnızlaşıyor, alkışların dolduruşuyla mağrurlaşıyor.

Gidişatı görüp uyaran eski yoldaşlarını tasfiye ediyor.

“Eskiden ‘biz’dik, şimdi ‘ben’ olduk” diye sızlananlar derhal dışlanıyor. Liderin yeni şakşakçıları, kurucu kadroya “vizyonsuz yaşlılar” muamelesi yapıyor.

Taban dağıldıkça, oylar azaldıkça, son yaklaştıkça, kırılan vazonun üzerine, kocaman “Biz Türkiye’yiz” bayrağı örtülüyor.

*** Filmlerin sonu söylenmez ama; daha önce kaç kez okuduğumuz senaryo bu; biliyoruz.

Sırada, bugün sessizce izleyenlerin, “Ben uyarmıştım, dinlemedi” dediği bölüm var.

Sezon finalini de liderin, “Beni dış odaklarla, içimizdeki hainler yıktı” cümlesiyle bitiriyorlar.

Sabredin; 40 gün kaldı.

Gidiyorlar.

Can DÜNDAR

Cumhuriyet (https://www.cumhuriyet.com.tr/koseyazisi/373041/40_gun_kaldi__gidiyorlar....html#)