Toplam 3 adet sonuctan sayfa basi 1 ile 3 arasi kadar sonuc gösteriliyor
  1. #1

    Standart Grinin 50 Tonu, 100 Dakikanın 20'si Kırmızı Noktalı

    100 dakikanın 20 dakikası kırmızı noktalı


    Henüz vizyona girmeden cinsellik içeren sahneleri tartışma konusu olan Fifty Shades of Grey (Grinin 50 tonu) hakkındaki detaylar belli olmaya başladı.



    İngiliz yazar E. L. James tarafından yazılan erotik romandan beyazperdeye uyarlanan 100 dakikalık filmin 20 dakikası erotik sahnelerinden oluşuyor.





    Filmin tartışma yaratan sahneleri hakkında konuşan yönetmen Sam Taylor-Johnson, eleştirilere cevap verererek filmin porno gibi lanse edilmesinin yanlış olduğunu belirtti.



    Yönetmenle aynı fikirde olan filmin başrolü Christian Grey’i canlandıran Jamie Dornan, “Film pornografik değil, hatta erotik bile değil” ifadelerini kullandı.



    Yayınlandıktan sonra ABD ve İngiltere dahil olmak üzere çok satanlar listesinde ilk sıraya yerleşen kitap, 40’a yakın dile çevrilmiş, 70 milyondan fazla kopya satarak, Harry Potter serisini geride bırakarak en hızlı satan kitap olmuştu.



    3 kitaptan oluşan serinin ilk kitabından uyarlanan film, 13 Şubat 2015’te vizyona girecek.



    Hatırı sayılır bir gişe yapması beklenen filmin YouTube’daki fragmanı 45 milyon defa izlenmişti.

















    NTV

  2. #2

    Standart İgiltere ve ABD'de Grinin Elli Tonu'nu boykot çağrısı

    Grinin Elli Tonu'nu boykot çağrısı

    İngiltere ve ABD'de, aile içi şiddetle mücadele eden çeşitli kuruluşlar, 50 Shades of Grey (Grinin Elli Tonu) adlı filmin boykot edilmesi için çağrıda bulundu.



    İngiltere ve ABD ’den aile içi şiddetle mücadele eden aktivistler, İngiliz yazar EL James’in 50 Shades of Grey (Grinin 50 Tonu) adlı romanından aynı adla uyarlanan filmin boykot edilmesini istedi. Aktivistler, dünya çapında milyonlarca satan romanın şiddeti “çekici” hale getirdiğini savunuyor.

    Russia Today’de yer alan habere göre, “50 dollars not 50 shades” (50 ton değil, 50 dolar) adlı kampanyaya destek verenler, sinemada harcayacakları parayı, aile içi şiddet mağdurlarına destek veren hayır kurumlarına bağışlıyor. Kampanyanın Facebook sayfasının yaklaşık 6 bin kişi tarafından beğenildiği ifade edilirken, Twitter’da da kampanya isminin olduğu etiket sıklıkla kullanılıyor.

    Kampanyanın Facebook sayfasında, “Hollywood’un sizin paranıza ihtiyacı yok, şiddet görmüş kadınların var” ifadeleri yer alıyor.

    Radikal

  3. #3

    Standart Bu kadınlar koalisyonunun filmine ancak nanik yapılır!

    Bu kadınlar koalisyonunun filmine ancak nanik yapılır!...

    Yılın ‘beklenen filmi; bu haftaki TİME dergisinin tam yedi sayfa ayırarak hakkında geniş bilgiler verdiği, çok-satan romanının sinemalaştırılması başlıbaşına bir olay olan Grinin Elli Tonu, dünyayla birlikte bizim de salonlarımızda arz-ı endam etti. Ne heyecan!...
    Ama tüm heyecanınıza soğuk su dökmek pahasına, bunun yalnızca yılın değil, sinema tarihinin en kötü filmlerinden biri olduğunu söylemek ve siz okurları uyarmak zorundayım.


    Bu sözümona sado-mazoşizm üzerine yazılmış roman, ‘herşeyi olan’ bir erkekle (yani hem genç ve yakışıklı, hem çok güçlü ve zengin: daha ne istenir?) ürkek ve içedönük bir genç kızın ilişkisini anlatıyor. Üniversitede İngiliz edebiyatı okuyan (ve en çok Thomas Hardy’yi seven) Anastasia Steele, okul dergisi için söyleşi yapmak üzere gittiği, adını taşıyan ünlü firmanın sahibi Christian Grey’in büyüsüne kapılıyor.


    Ve de her genç kızın rüyalarını süsleyebilecek bu poster yakışıklısı adama ilgi duyuyor. Yani tam bir Külkedisi ve Prens masalı ve sinemada da türlü biçimlerde anlatılmış bir konu: Love in the Afternoon- Öğleden Sonra Aşk’tan Pretty Woman- Özel Bir Kadın’a dek...



    Ama bu erkek biraz farklıdır. Annesinin soyadından Ermeni kökenli olduğu anlaşılan Christian Grey’in farklılığı, çok iyi hesaplanmış bir farklılıktır: hem içinde bulunduğumuz dönem açısından, hem de yazarı açısından (kendileri romanı E. L. James adıyla yayınlamış, ama asıl adı Erika Leonard olan bir hanımefendidir). Ve de bu, günümüzde seksle romantizmi uygun dozda karıştırmanın nasıl çok-satan bir kokteyl olduğunu iyi bilip kullanmaktan gelmektedir...



    Böylece o parlak genç adamın aslında tam bir seks manyağı, en büyük fantezisi genç kızları tavlayıp malikanesindeki özel ‘işkence odası’nda hertürlü işkenceye tabi tutmak olan bir sadist olduğu ortaya çıkıyor. (Mazoşist yanı eksik, çünkü kahramanımız nedense kendi vücuduna dokunulmasını bile istemiyor!!). Bu özeliklerininse, daha 15 yaşındayken annesinin en yakın arkadaşı tarafından baştan çıkarılıp tam altı yıl sömürülmesinden kaynaklandığı ortaya çıkıyor. (Filmde dendiği gibi bir “Mrs. Robinson”, yani ünlü the Graduate- Aşk Mevsimi filminde çaylak Dustin Hoffman’a seksi öğreten Anne Bancroft!)...


    Bu tam bir ‘kadınlar filmi”. Bir kadının romanından bir kadının oluşturduğu senaryoyu bir kadın yönetmen film almış. Belki filmin (romandaki gibi) sonunda feminist bir mesaja ulaşması kadınları memnun etmeye de adaydır. Ama hanımlara olan tüm saygımıza karşın, bunun başarısız bir ortaklık olduğunu söylemek farz.


    Çünkü, film özellikle Amerikan seyircisi gözetilerek, öylesine ‘edepli’, öylesine hijyenik, öylesine ‘temiz’ biçimde anlatılmış ki... Seks sahnelerinin başlamasıyla bitmesi bir oluyor, çıplaklık yok gibi, perdeden salona geçen hiç bir elektrik de yok!...


    Ayrıca sado-maşozim olayı da iyice sansürlenmiş. Öyle ki finaldeki ‘kırbaçlama’ sahnesinde Christian beyefendinin Anastasia hanıma vurduğu altı adet kırbaçtan biri bile gösterilmiyor. Aman, genç kızımızın nazik teni zedelenir!...Üstüne üstlük, onu sonunda isyan ettiren olayın bedeninde bıraktığı tek bir iz bile yok. Ne bir kan çizgisi, ne bir yara...Aman kötü şeyler göstermeyelim, mideleri bulandırmayalım!...


    Bu ‘aseptize’ film, çaresiz biçimde soğuk ve cansız. Hele bizim kuşaklarımız için: Bizler ki yıllar boyu, aslında dost olması zor iki olayı, seks ve sinemayı ustaca birleştiren ne filmler gördük!...En azından Röntgenci- Peeping Tom, Emmanuelle, O’nun Hikayesi, Paris’te Son Tango, Seks Yalanları...Sekiz Buçuk Hafta, Mavi Kadife, Gözler Tamamen Kapalı, Ateşli Geceler-Boogie Nights... Brokeback Dağı, tüm Pasolini veya Fassbinder filmleri gibi...


    Bunları görüp izlemiş bir seyirci, kusura bakılmasın ama, bu kadınlar koalisyonunun filmine ancak nanik yapar!...Söylemiş olayım da...

    Atilla DORSAY - t24.com.tr

Konu Bilgileri

Bu Konuya Gözatan Kullanıcılar

Şu anda 1 kullanıcı bu konuyu görüntülüyor. (0 kayıtlı ve 1 misafir)

Benzer Konular

  1. Google Chrome Kırmızı Ekran Hatası
    Konu Sahibi erkolay Forum Güvenlik
    Cevap: 0
    Son Mesaj : 26.Şubat.2015, 00:25
  2. Tır, Kırmızı Işıkta Duran Otomobile Çarptı
    Konu Sahibi alper198 Forum Haberler
    Cevap: 0
    Son Mesaj : 10.Şubat.2015, 10:24
  3. Sarı Kırmızı Aşk Bu Sitede
    Konu Sahibi ilkseocom Forum Site Ekle
    Cevap: 0
    Son Mesaj : 14.Haziran.2014, 00:51
  4. Kırmızı Nexus 5 satışa sunuldu!
    Konu Sahibi WeBMasteR Forum Mobil Yazılımlar
    Cevap: 0
    Son Mesaj : 04.Mart.2014, 18:06

Bu Konu için Etiketler

Yetkileriniz

  • Konu Acma Yetkiniz Yok
  • Cevap Yazma Yetkiniz Yok
  • Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
  • Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok
  •  
Linux Hosting
Yasal Bildirim
Sitemizde paylaşım yapan tüm üyeler T.C.K 20. Madde ve 5651 Sayılı Kanun'un 4. maddesinin 2. fıkrasına göre kendi konu ve mesajlarından sorumludur. Webmaster.bbs.tr hakkında yapılacak olan hukuksal ve diğer şikayetler için iletişim bölümünden iletişime geçilmesi halinde site yönetimi tarafından gereken işlemler yapılacak ve ilgili kişilere/kurumlara/vekillerine bilgi verilecektir.
Sosyal Medya