İç mimarlık yaratılan mekanı mekanın gerektirdiği işleve yanıt verecek, onu kullanacak olan insanın ölçü ve ergonomisine uyum gösterecek şekilde organize etmektir. Ayrıca insanın görsel algı ve psikolojisine uygun olarak işlevin gerektirdiği malzeme, renk, doku, biçim, oran, ölçü gibi faktörleri de göz önüne alarak mekanı düzenlemektir denilebilir.

Mekan daha sonra da detaylı olarak açıklanacağı gibi sınırlanan boşluk ile sınırlayan öğelerin ortak olarak oluşturdukları bir olgu olarak tanımlanabilir. Mekanın algılanabilmesi ve yaşanabilmesi için fiziksel kısıtlamaların yanında ışık ve hareket gereklidir. Başka bir deyişle mekan hareketle belirlenir. Işıkla varolur. Bu temel gereklerin yanında renk, doku, oran, orantı, denge, simetri, ritm gibi öğelerin varlığı iç mimarlık mesleğinin uğraş alanı içerisinde sanatsal ağırlığın önemini vurgular. Yapı elemanlarının sınırladığı kapalı iç mekanlar içerisinde yukarıda sözü edilen öğeleri kullanarak insanın kendini rahat hissedebileceği, huzur duyabileceği mekanları organize etmek iç mimarın görevidir. Bu iç mekanlar dışında bina, ağaç, duvar, su, gökyüzü gibi unsurların oluşturduğu dış mekanlar da vardır. İç ve dış mekan kavramları birbirinden bağımsız değil aksine iç içedir. İç mimarlığı diğer yapı eylemlerinden ayıran en önemli özellik ise simgesel estetik, basit olarak yarar sınırlarını aşan etmenlerin etkisi altında sınırlı bir boşluk yaratmasıdır. https://www.oguzerdagi.com.tr/