PDA

Orijinalini görmek için tıklayınız : Türkiye'de Cezasızlık Araştırması



erkolay
10.Şubat.2015, 20:43
Bu başlıkta Türkiye'de Cezasızlık Araştırması ile ilgili gelişmeler paylaşılacaktır. En başta basın yayın özgürlüğünün önemine vurgu yapmak için değerli araştırmacı Elif AKGÜL'ün haberine yer veriyoruz.

Yolsuzluk Haberi Yapan Gazeteci İşsiz Kalabileceğinden Endişeli

Türkiye’de Cezasızlık Araştırması'na göre gazeteciler yolsuzluk haberleri yaptıkları takdirde işsiz kalabileceklerini ya da haklarında dava açılacağını düşünüyor. Araştırma 20 Şubat'a kadar gazetecilerin katılımını bekliyor.

https://bianet.org/system/uploads/1/articles/spot_image/000/162/175/original/510.jpg




Uluslararası Şeffaflık Derneği ve Toplumsal Araştırma ve Eğitim Merkezi gazetecilere yönelik Türkiye’de Cezasızlık Araştırması’nın ön bulgularını açıkladı.

Ön bulguların sunumunu Uluslararası Şeffaflık Derneği’nin İsveç Başkonsolosluğu'ndaki “Cezasızlık ve Medya" atölyesinde gazeteci TAREM Koordinatörü Gökhan Biçici yaptı.

Araştırma gazeteciler nezdinde “cezasızlık” kavramının bilinirliğinin ve çağrıştırdıkları ile gazetecilerin cezasızlıkla mücadelede medyanın rolüne dair farkındalıklarını belirlemeyi ve yolsuzlukta cezasızlığın toplumsal boyutunun vurgulamayı amaçlıyor.

Yolsuzluk haberleri cezalandırılabilir

Araştırmanın ön bulgularına göre,
* Araştırmaya katılan gazetecilerin yarıdan çoğu Türkiye’de ifade özgürlüğünü koruyan yasalardan haberdar.
* Gazeteciler Türkiye’de en çok sansürlenen haberlerin yolsuzlukla ilgili olanlar olduğunu düşünüyor. Yolsuzluk haberlerini, medya sahiplerinin hükümet ile ilişkileri, büyük şirketlerinin usulsüzlükleri ile kolluk kuvvetlerinin uyguladığı şiddet haberleri izliyor.
* Ankete katılanların yarısı yolsuzluk haberi yaptığını ve bunların da çoğunun haberi herhangi bir müdahaleye uğramadan yayınlandığını söylüyor. Ancak ankete katılan gazetecilerin büyük çoğunluğu yolsuzluk haberi yapılırken işten çıkarılabileceğini, hakkında dava açılabileceğini ve sözlü ya da yazılı tehdit alabileceğini düşünüyor.

Editörün kabul edeceği dil ve içerik önemli

* Gazeteciler ilgili haberleri hazırlarken editör tarafından kabul edilecek içerik ve dil kullanmayı ilk öncelik olarak görmeseler de göz önünde bulunduruyor.
* Gazeteciler yolsuzlukla ilgili haber yaparken “hukuk devleti”, “insan hakları”, “demokrasi” kavramlarını kullanırken “cezasızlık” kavramına diğerlerine göre daha az başvuruyor. Ancak anketin ön bulgularına göre, ankete katılan gazetecilerin yaklaşık üçte biri “cezasızlık” kavramından haberdar değil.


Şu ana kadar 12 bin 402 kişilik veri tabanından 3 bin 58 e-mail adresine ulaştırılan anket 20 Şubat’a kadar gazetecilerin katılımına açık. Ankete katılmak isteyenler [email protected] ile iletişime geçebilir.

Elif AKGÜL - Bianet (https://bianet.org/bianet/medya/162175-yolsuzluk-haberi-yapan-gazeteci-issiz-kalabileceginden-endiseli)

erkolay
10.Şubat.2015, 20:46
Türkiye Genelinden Gazeteciler Cezasızlığı Tartıştı

Uluslararası Şeffaflık Derneği’nin “Cezasızlık ve Medya Atölyesi’nde yolsuzluk ve medya alanındaki cezasızlığı tartışan gazeteci Göktaş ve Bağdat, avukat Cangı ile Şeffaflık Derneği'nden Zıngıl cezasızlığın bir kültür haline geldiğine dikkat çekti.

https://bianet.org/system/uploads/1/articles/spot_image/000/162/156/original/510.jpg





Uluslararası Şeffaflık Derneği’nin “Cezasızlık ve Medya Atölyesi’nde avukat Arif Ali Cangı, Taraf yazarı Hayko Bağdat ve Şeffaflık Derneği’nden Özlem Zıngıl Türkiye’de yolsuzluk ve medya alanındaki cezasızlığı tartıştı.


İsveç Başkonsolosluğu'ndaki atölyeye Türkiye genelindeki yerek basından, Ankara ve İstanbul'dan gazeteciler katıldı.


Gazeteci Kemal Göktaş’ın moderasyonunu yaptığı atölyede Cangı 17-25 Aralık yolsuzlukları ve sonraki soruşturma sürecindeki cezasızlığı aktardı. Bağdat’ın Hrant Dink davasına atıfta bulunarak Türkiye’deki cezasızlık kültürüne değindiği atölyede Zıngıl da bir kültür olarak cezasızlığın sürekliliğine vurgu yaptı.

Cangı: Hükümet cezasızlık için elinden geleni yaptı

https://bianet.org/resim/olcekle/65607/500/324

17-25 Aralık sürecinde soruşturmaların yarılamaya dönüşmeden kapatılması ve cezasızlıkla sonuçlanması için hükümet elinden geleni yaptığını ifade eden Cangı şöyle devam etti:

“Soruşturma açan savcılar görevlerinden alındı, hakimlerin yerleri değiştirildi, kolluk mevzuatında ciddi değişikliklere gidildi, HSYK’nın yapısı değiştirildi. Savcılığın kararına itirazı inceleyen Sulh Ceza Hakimliği itirazları esastan incelemedi, kovuşturmaya yer olmadığı kararına yapılan itirazlar da reddedildi. İtiraz edenlerin soruşturmaya konu suçlardan zarar görmedikleri gerekçe gösterildi.”

Cangı itiraz edilmesi için sosyal medya dahil bir çok kanaldan halka çağrı yaptıklarını, dilekçe örnekleri paylaştıklarını belirterek “Ne yazık ki sanıkların itiraz sayısı kovuşturmaya yer olmadığı kararına itiraz edenlerden fazla” diye konuştu. Cangı bu durumun vahametine dikkat çekerek bunun nedeninin de adalete güvenin kalmaması olduğunu ifade etti.

Bağdat: Katiller bulunmadığında kimlikler katilleşiyor

https://bianet.org/resim/olcekle/65606/200/287

Bağdat, devletin üniformasını giyen, mühimmatını taşıyan birinin bir cinayet işlediğinde haliyle katilin de devlet olduğunu söyledi.

“Bu durumda devletin özellikle bu kişiyi bulmasını, soruşturmasını beklersiniz değil mi? Ama Türkiye’de devlet 100 yıldır katil.
“Tüm dünyada halkların bir ortak aklı vardır. Mesela Almanya tarihinde altı milyon Yahudiyi öldürmüş, sonunda bununla yüzleşmiştir. Bu kadar zaman sonra 500 ırkçı Almanya’da yürümeye karar verdiğinde karşılarında binlerce kişi yürümüştür. Çünkü o ortak akıl cinayeti görmüş ve engellemiştir. Bu ortak akıl neden 1915’te, Ceylan, Uğur, Hrant öldürüldüğünde olmuyor?”
Türkiye’de ortak aklın cinayeti tartışırken aynı zamanda katile “hafifletici sebep” aradığını söyleyen Bağdat şöyle devam etti:
“Burada mağdurlar tartışılırken ‘Ama onlar da…’ cümlesiyle konuşma başlıyor. Katil için hafifletici sebepler bulunuyor. Bu vakalarda da katil bulunmadığından kimlikler katilleşiyor. Dünyaya Madımak’ın penceresinden bakan Alevi katilini ‘sakallı, sarıklı’ diye, beyaz Toroslarda çocuğunu kaybeden de “bıyıklı, anahtarlığında üç hilal vardı’ diye anlatıyor.”
Bağdat, katillerin kim olduğu belli olmadığında, adalet temin edilmediğinde de cezasızlık kültürü oluştuğunu, bununla mücadele yönteminin de devletin şeffaflaşması olduğunu ifade etti.

Zıngıl: Pasif yargı cezasızlığı teşvik ediyor

Zıngıl, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) “‘Devletin öngörülebilir şiddet vakalarında şiddeti önleme yükümlülüğü var” diyen Opuz kararını hatırlatarak Opuz’un annesinin defalarca suç duyurusunda bulunduğunu ama yargının pasifliği sebebiyle sonunda öldürüldüğünü söyledi.

Zıngıl, Dink cinayeti sırasında Trabzon İstihbarat Şube Müdürlüğünde amir olan Ercan Demir'in Cizre İlçe Emniyet Müdürlüğü'ne atandığını, buradaki görevi sırasında 12 yaşındaki Nihat Kazanhan’ın öldürüldüğünü hatırlatarak “Cezasızlık kültürü kırılmalı” dedi.

Atölye, Uluslararası Şeffaflık Derneği ve Toplumsal Araştırma ve Eğitim Merkezi’nin ortak çalışması olan gazetecilere yönelik hazırladıkları Türkiye’de Cezasızlık Araştırması’nın ön bulguları ve tartışmalarla devam etti.

Elif AKGÜL - Bianet (https://bianet.org/bianet/insan-haklari/162156-turkiye-genelinden-gazeteciler-cezasizligi-tartisti)

dvrzener
29.Aralık.2020, 15:34
Ülkemizde ceza avukatı (https://www.oerusta.av.tr/ceza-avukati/) çok zor bir sektörde işlem yapıyor. Gerçekten davalar uzadıkça uzuyor.

erkolay
11.Şubat.2021, 17:41
Avuktlık da çok zor oldu tabi ki. 2015'te hâlâ tartışılan konular şimdi hiç tereddütsüz gerçekler olarak önümüzde.